Ağrı Haber

Bakan Bozdağ'dan Kılıçdaroğlu'nun sözlerine tepki

Bakan Bozdağdan Kılıçdaroğlunun sözlerine tepki
Ekonomi

Dün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Beyazıt Öztürk için "Niye özür diliyosun, cesaretin yok mu senin?

'Üzdüysek.' Kimi üzersin sen? Ancak üzersen üzersen çocuk katillerini üzersin" sözlerine Adalet Bakanı Bozdağ yanıt verdi. Bozdağ "Kılıçdaroğlu'na soruyorum çocuk katili kim?" dedi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ Editör Masası'nda soruları yanıtladı ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İşte o açıklamalardan satırbaşları:

"Terör sadece AK Parti'nin değil, tüm partilerin, 78 milyon insanımızın sorunudur. Hükümetin zarar görmesi için fırsat kollayan bir anlayışla karşı karşıyayız. Buna çözüm üretmek istiyorsak, ortak mücadele şarttır. İktidardaki partinin yanında durmak hepimizin boynunun borcudur. Böyle olursa başarılı oluruz.

 "Türkiye'de PKK, DEAŞ, DHKP-C saldırısı olduğu zaman sanki saldırıyı yapan DEAŞ değil, PKK terör örgütü değil de Türkiye'nin hükümetiymiş gibi sakat, hastalıklı bir anlayışla medyanın, siyasetin, akademiyanın ve STK'ların tavır aldığını görüyoruz. Önce bizim bu tavırlar karşısında kendimizi sorgulamamız lazım. Acaba terörün cesaretlenmesine mi bu tavırlar yardımcı oluyor, güç bulmasına mı yardımcı oluyor, yoksa zayıflamasına mı yardımcı oluyor?" 

"Sayın Kılıçdaroğlu dün özür dileyen Beyazıt Öztürk'ü kınadı. Ben şimdi Kılıçdaroğlu'na soruyorum, çocuğun katili kim? Sur'da, Cizre'de, Silopi'de sokağa çıkma yasağı keyfi mi ilan edildi? Bu hendekleri, barikatları, mayınları kim koydu? Lütfen bunları ifade edin. CHP'ye oy verenlere söylüyorum, CHP'ye karşı sesinizi yükseltin, tepkinizi gösterin. CHP devletin yanında mı, terör örgütünün yanında mı? CHP'liler kimin yanında olduklarına karar vermeli. Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye'nin ana muhalefet partisi mi yoksa başka ülkelerin ana muhalefet partisi mi?"

'Sanki hendekleri uzaylılar kazdı'

Bozdağ, "Sanki bölgede bir terör örgütü yok, sanki hendekleri uzaylılar kazdı, barikatları uzaylılar kurdu, Türkiye Cumhuriyeti devleti, hükümeti olmayan şeyle mücadele ediyormuş gibi. Yani bunların görecek gözleri demek ki yok, duyacak kulakları hakikati yok ve bunları değerlendirecek bir idrak anlayışına sahip değiller. O yüzden sadece diploma almak veya isminin önünde birtakım sıfatları bulundurmak 'aydın' olarak kişinin nitelendirilmesine yetmez" dedi.

Son günlerde bazı akademisyenlerin birtakım açıklamalar yaptığını hatırlatan Bozdağ, "Ben eminim ki bu akademisyenlerin önemli bir kısmının o bölgede yaşananlardan haberi yok. Gidip gördüklerini zannetmiyorum. Doğru dürüst bir Şırnak, Cizre, Silopi ziyareti yaptıklarını, Sur'da ne olup bittiğini gözlemlediklerini düşünmüyorum. Sadece kendilerine kim ne aktarıyorsa, onlar üzerinden bir değerlendirme yaptıklarını düşünüyorum" diye konuştu.

Bu akademisyenlerden, olay yerlerine gidip bakmalarını isteyen Bozdağ, insanların sağlığı için çalışan doktorların, ebelerin, hemşirelerin, sağlık personelinin bulunduğu hastanelere roketler atıldığını anımsattı.

"Roketi atanlara söyleyecek hiçbir sözünüz yok mu?" diye soran Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Doğum yapan hastamız var, 'Hemen ambulans lazım' diye çağırıyorsunuz, ambulans, doktor, hemşire geliyor, gelen ambulansın şoförünü, doktorunu, ebesini öldürüyorlar. Bunları öldürenlere söyleyecek hiç sözünüz yok mu? Okullar cephaneliğe çevriliyor, öğrenciler gitmesin diye okullar bombalanıyor, taranıyor, hendekler kazılıyor, insanlar gündelik ihtiyaçlarına ulaşmasın diye bir sürü eylemler yapılıyor. Bu eylemleri yapanlara sözleriniz hiç yok mu?Askerimizin, polisimizin, sivil insanlarımızın hayatını sona erdirenlere söyleyecek sözleri yok mu? Maalesef bunların hiçbirine dair söz yok."

- "Aydın sıfatını hak etmiyorlar"

Bakan Bozdağ, "Sanki bölgede bir terör örgütü yok, sanki hendekleri uzaylılar kazdı, barikatları uzaylılar kurdu, Türkiye Cumhuriyeti devleti, hükümeti olmayan şeyle mücadele ediyormuş gibi. Yani bunların görecek gözleri demek ki yok, duyacak kulakları hakikati yok ve bunları değerlendirecek bir idrak anlayışına sahip değiller. O yüzden sadece diploma almak veya isminin önünde bir takım sıfatları bulundurmak 'aydın' olarak kişinin nitelendirilmesine yetmez" ifadesini kullandı.

Aydını, "Gerçeğe açık, gerçeği olduğu gibi kabul eden ve gerçek üzerinden gerçek sözler söyleyen kişi" olarak tarif eden Bozdağ, "Siyasi duruşuna, ideolojik tarafına göre gerçeği eğip, büken gerçek aydın kabul edilemez. Ben onun için bu açıklamayı yapan aydınları da şiddetle kınadığımı ifade ediyorum. Bunların 'aydın' sıfatını hak etmediklerini düşünüyorum" dedi.

- "Hukuk içinde bütün hassasiyet gösterilerek bu mücadele yürütülüyor"

Adalet Bakanı Bozdağ, terörle mücadelede çocuk ölümleri konusunun sık sık dile getirildiği belirtilerek, mücadele sırasında Türk güvenlik güçlerinin ne kadar dikkatli davrandığını ve hangi kriterlerle hareket ettiğinin sorulması üzerine, Türkiye’nin terörle mücadeleyi hukuka uygun ve hukuk kuralları içerisinde yapmaya azami özen gösteren bir ülke olduğunu söyledi.

Bozdağ, “Ben çok samimiyetle ve inanarak ifade ediyorum, dünyada terörle mücadelesini Türkiye kadar hukuk içinde ve hukuka uygun bir biçimde yürüten ikinci bir ülke yok. Ne Avrupa’da var ne Amerika ne de dünyanın başka ülkeleri, gerçekten yok. Bize baktığımızda hukuk içinde bütün hassasiyet gösterilerek bu mücadele yürütülüyor” değerlendirmesinde bulundu.

Sur, Cizre ve Silopi’de oradaki vatandaşların can ve mal emniyetini tesis etmek, teröristlerin kazdığı hendekleri, kurduğu barikatları, bombalı, mayınlı tuzakları kaldırmak, bölgeyi teröristlerden temizleyerek vatandaşın gündelik yaşamını özgürce sürdürmesini sağlamak için sokağa çıkma yasakları bulunduğunu hatırlatan Bozdağ, bu çerçevede de operasyonlar yürütüldüğünü bildirdi.

Operasyonların yavaş gittiğini belirten Bozdağ, şöyle devam etti:

“Yavaş gitmesinin nedeni nedir? Orada sivil insanlarımız var, çocuklar var, kadınlar var, yaşlılar var, hastalar var, diğer durumda olan terörle ilgisi olmayan insanlar var ve her taraf mayınlanmış, tuzaklanmış. Güvenlik güçleri ne yapıyor, sivil insanlar zarar görmesin, onun için sokağa çıkmasınlar ki daha rahat bu teröristlerle ve bunların yaptıkları tuzaklarla mücadele edilsin, siville teröristi ayırmak için çok büyük hassasiyet gösteriliyor, onun için yavaş yavaş ilerliyor, ağır ağır ilerliyor. Eğer siville teröristi ayırmak konusunda bir hassasiyet olmamış olsa orada daha farklı şeyler olur. Ama dikkat ederseniz günlerdir yavaş yavaş oradaki operasyonlar ilerliyor, bölge teröristlerden, mayınlardan, tuzaklardan temizleniyor, hendekler kapatılıyor, barikatlar kaldırılıyor. Bunun temel nedeni insan haklarına uygun hareket etmek, sivil vatandaşlarımızın en ufacık bir zarar görmesine izin vermemek ve bu noktadaki hassasiyeti en üst noktada tutmak içindir bu yavaş yürümesinin ana nedeni biraz da budur. Bunu vatandaşlarımızın da bilmesinde fayda var”.

Operasyonlarda hayatını kaybeden sivil insanlarla da ilgili değerlendirmede bulunan Bozdağ, “Orada hayatını kaybeden terörist dışında sivil insanlar yok mu? Sivil insanlar var ama bunların önemli bir kısmı, neredeyse tamamı teröristlerin açtığı silahlarla ve onların kurşunlarıyla hayatını kaybetmiş durumda. Bir kısmı da oradaki çatışma sırasında hayatını kaybetmiş durumda. Tabi bunlarla ilgili de adli tahkikat devam ediyor. Orada kimin kurşunundan öldüğü zaten kolaylıkla anlaşılabilecek durumda çünkü kimin hangi tür silahları kullandığı bilinmektedir. O yüzden bunlarla ilgili de tahkikatlar sürüyor” diye konuştu.

Bozdağ, operasyonlarda hayatını kaybeden sivillere ilişkin gerçek bilgileri kamuoyuyla paylaştıklarını ve paylaşmaya devam edeceklerini dile getirerek, “Terör örgütü bir yandan sivil vatandaşlarımızı öldürüyor, ondan sonra da ‘devlet öldürdü’ diye ayrı propagandalar yapıyor. Biz bu konuda büyük bir hassasiyet gösteriyoruz, sivil vatandaşlarımızın en ufacık bir zarar görmemesi için büyük bir gayret, büyük bir çaba, büyük bir titizlik gösterilmektedir, bundan sonra da bu gayret, bu çaba, bu titizlik gösterilmeye devam edecektir” değerlendirmesinde bulundu.