Ağrı Haber

Eğitim-Bir-Sen Ağrı Şubesi 10 Aralık Mesajı

Gündem

Eğitim-Bir-Sen Ağrı Şube Başkanı Süleyman Gümüşer’den 10 Aralık İnsan Hakları Günü Mesajı: “Darbelerin Zifiri Karanlığında Derdest Edilenler Yeniden Yargılanmalıdır” İnsanları rengine, ırkına, maddi varlığına göre tasnife tabi tutmayan, insanlar arasına ayrımcılık tohumları ekmeyen İslam medeniyetinin getirdiği huzur ve kardeşlik ortamını batı medeniyeti getirememiştir. Batı medeniyetinin insan hakları standardı aynı zamanda bir çifte standart örneğinin tezahürüdür. Geçmişte Bosna’da yaşanan vahşete seyirci kalınması; Batı’nın yüzkaralığı için yeter de artar bile. Bugün Suriye’deki katliamlar, Mısır’daki alçak darbe; Irak’ta, Filistin’de, Afganistan’da, Doğu Türkistan’da, Arakan’da ve halkı Müslüman ya da Müslüman halkların yaşadığı pek çok ülkede patlayan bombalar, Guantanamo gibi insan onurunun hiçe sayıldığı işkence merkezlerinin varlığı ve akan kanlar ‘İnsan Hakları’nın sadece lafının edildiği bir dünyayı resmetmektedir. Birleşmiş Milletler, adaletsizlik üzerine kurulmuş bir yapıdır. Beş daimi üyenin bulunuşu, her birinin veto hakkına sahip oluşu, bu adaletsiz yapının Müslümanlar lehine çalışmayacağını göstermektedir. Ülkemizde batılılaşma süreciyle birlikte yaklaşık iki yüzyıldır inananlar ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmüş, negatif ayrımcılığa tabi tutulmuştur. Bugün ülkemizde inandığı gibi yaşamak isteyen insanlara yönelik ayrımcı uygulamaların pek çoğunun tarihin çöp sepetine atılmış olmasının arkasındaki örgütlü gücün, altındaki imzanın ve akıtılan terin Eğitim-Bir-Sen olması, “insan merkezli sendikacılığın” tezahürüdür. Kamu kurumlarında başörtülü çalışanların hiçbir ayrımcılığa tabi tutulmadan hizmet üretmelerini sağlamak için çeşitli eylem ve etkinlikler sonrası başlattığımız imza kampanyası ve akabinde aylarca süren sivil itaatsizlik eylemimizin kazanıma dönüşmesi, ülkemizin insan hakları karinesine sağladığımız olumlu katkı olmuştur. Ülkemizde kadınları kategorize eden anlayışların artık geride kalması, kadına yönelik şiddet ve ahlaki yozlaşmayı da içerisine alacak şekilde devam etmeli; toplum, geleceğe güvenle bakmalıdır. Çözüm süreci diye adlandırılan, ötekilerin berikileştirilmesi süreci, devletin milletinden milletin devletine geçişle taçlandırılmalıdır. İnandığı gibi yaşamak isteyen insanlara yönelik en ağır saldırıların gerçekleştirildiği, insan hakları ihlallerinin adeta zirveye çıktığı meşum 28 Şubat günleri dâhil, antidemokratik zeminlerde inancını yaşamasından dolayı hakları gasp edilenlerin haklarının tamamının tazmin edilmesi ve devletçe özür dilenerek iadesinin yerine getirilmesi gerekmektedir. Darbe dönemlerinin zifiri karanlığında derdest edilerek, bugün hâlâ hapishanelerde çile dolduran, başta Salih Mirzabeyoğlu olmak üzere, adaletin tecellisi için bütün düşünce mahkûmlarının adil mahkemelerde yeniden yargılanmasını talep ediyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle insan hakkı ihlalinin olmadığı bir dünya diliyoruz.

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.