Orta alanda Selçuk İnan’ın da topla ileri yürümesi gerek. Ancak kaptan baskı altında riske giremiyor; ‘Ya kaybedersem’ diye. Tolga Ciğerci güçlü, topla ilerleyebilir, ancak bunu yapmıyor. Takımda bir tek agresif Podolski var, O da kendisini anlamayan arkadaşlarına kızgınlık ve tepki düzeyinde bir agresiflik içinde. Ben Eren Derdiyok’un yerinde olsam, kafayı yerim. Golcüsüne pozisyon üretemeyen naif bir takım Galatasaray.
SELÇUK DERELİ – SÖZCÜ
Adanaspor cephesine baktığımızda maçın başında ve sonunda yakaladıkları pozisyon dışında etkili olamadılar. Savunma yapmak haricinde pek de varlık gösteremediler. Golü yedikten sonra risk alıp Galatasaray'ın üzerine gitmek yerine, yerlerinde saydılar. Bir eleştirim de Adana taraftarına. Uzun yıllardır Süper Lig'de değiller, büyük bir takım şehirlerine gelmiş ama tribünler boş. Takımlarına sahip çıkmaları gerekir. Galatasaraylı futbolcular kart konusunda bonkördü. Chedjou'nun gördüğü kart gibi görmeli bir futbolcu, tipik Popescu kartıydı. Onun dışındakiler acemiceydi. Karşılaşmanın hakemi Hüseyin Göçek maçın son dakikasına kadar doğru kararlar verdi. Fakat son bölüm hariç… Semih'in Ahmet Dereli'ye yapmış olduğu çok net faul var ki, hakem düdük bile çalmadı.
Sinan, Yasin’in yerine oyuna girince Galatasaray hareketlendi. Sinan’ın heyecan yarattığı iki şutunu dikkatle takip ettik. Var, bu çocukta potansiyel var. Daha çok süre alırsa faydalı olur. Şut atma yarışı da başlattı takımda sanki Sinan. Hemen arkasından Podolski’nin güzel şutu bize iyi geldi diyecektik ki, Bruma’nın 20 metreden olağanüstü vuruşu ile Galatasaray’ın jeneriklik güzel golü geldi. Golden sonra coştu Bruma. Selçuk’un güzel firikiğini çok güzel kurtardı Adana kalecisi. Karşılıklı ataklarla kısmen heyecanlı maç izledik. Adana’nın 90+2. dakikada son derece tehlikeli atağı bariz ofsayt idi. Allah korudu Galatasaray’ı ve hakemleri!
SERHAT ULUEREN – VATAN
Sneijder’in yokluğunda tüm duran topları kullanan Selçuk maşallah Karacic'i çalıştırdı. İnanılmaz egoist davrandı Selçuk. G.Saray böyle oynarsa haftaya Başakşehir, ardından F.Bahçe'ye kaybeder, sonra da oyuncuya dayalı sistemi kabul eden ve asla üst düzey takım çalıştırma kabiliyeti olmayan Riekerink gönderilir. Eğer Hollandalı gönderilmezse G.Saray lige erken havlu atar ve F.Bahçe'nin bile çok gerisinde kalır.