CEMAL AŞAN - AFAD Başkanı Fuat Oktay, doğal afetlere müdahale konusunda çok büyük ilerleme kaydettiklerini belirterek, "AFAD bütün dünyada gıptayla izleniyor" dedi.
Oktay, AA muhabirine, Van'da depremin yaşandığı ilk yıldan itibaren yaptıklarını gözden geçirmek ve bütün Türkiye'de afet farkındalığı oluşturmak, afetlere daha hazırlıklı olmayı sağlamak istediklerini söyledi.
"Depremi Unutmayalım" dediklerini ancak bunu acıları tazelemek anlamında değil, hazırlıklı olmak için dile getirdiklerini belirten Oktay, Van depreminin ilk anından itibaren Türkiye'nin tek yürek olduğunu, Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, STK temsilcilerinin depremin hemen ardından kente geldiklerini anımsattı.
Oktay, ilk andan itibaren anında depreme müdahil olduklarını ve 6 bin arama kurtarma personeli, 200'e yakın hava aracı ile çalışma yapıldığını vurgulayarak, şöyle konuştu:
"75 bin çadır ve 13 çadırkent kurduk Van'da. Kış şartlarında daha rahat edilsin diye 33 konteyner kent oluşturduk. 39. gün temeli atılan ve 1 yıl sonda evlerin teslim edildiği bir sistem kuruldu. Bunlar kolay olmuyor. Bunun yapılması için güçlü siyasi iradenin, aynı zamanda güçlü ekonomik altyapının olması gerekiyor. Bu konuda sıkıntı yaşamadık, her zaman destek aldık. Türkiye tek yürek oldu. Buranın dışında 80 ilde sosyal tesislerde insanlarımız misafir edildi. Van böyle bir çalışmanın sonucunda öyle bir birlik oldu ki kent yeniden doğdu. Kenti yeniden inşa ettik. Van, bütün her şeyiyle yeniden doğdu."
- "Dünya bizi gıptayla izliyor"
Aynı acıların tekrar yaşanmaması için doğal afetlere daha hazırlıklı olunması gerektiğine dikkati çeken Oktay, afetlere müdahale anlamında bugün çok daha hazır olduklarını, kurdukları sistemle anında olaylara müdahale imkanlarının bulunduğunu aktardı.
Oktay, 28 ayrı alanda barınma, gıda, iletişim, haberleşme, finansman, sağlık, raporlama konularında hazırlık yaptıklarını dile getirerek, şunları söyledi:
"Düne göre çok çok daha hazırız. 1999 depremiyle 2011 Van depremini karşılaştırdığımızda kıyaslanamayacak bir fark var. Bugün 2011 yılına kıyasladığımızda da çok ötesine geçtik ve bu bütün dünyada gıptayla izlenen bir durum. Birleşmiş Milletler (BM), özellikle müdahale sistemlerinin kurulmasıyla ilgili kendilerine öncülük yapmamızı istiyor ve yapıyoruz. Avrupa Birliği (AB), bizim kendi yapılarına üye olmamız için 3 yıldır ısrar ediyordu. Yeni kabul ettik ve AB üyesi olmuş durumdayız, Meclis'ten onayın çıkmasını bekliyoruz. Japonya yaptığımız bütün çalışmaları mercek altına alıyor ve bütün heyetleriyle hangi aşamada olduğumuza bakıyor. Bu kadar iddialıyız bu alanda."
- "Afet bilincini oluşturmak istiyoruz"
Afet olmadan konutların, binaların, okulların, iş yerlerinin, altyapının ve kentlerin daha sağlam hale getirilmesi konusunda çalışma yaptıklarını belirten Oktay, şöyle devam etti:
"81 ilde nasıl tehlikeler varsa tamamını belirliyoruz. 2014'te bunun pilot çalışmasını tamamladık ve bütün ülkeye yayıyoruz. 2016'de bunlar tamamlandıktan sonra en riskli olan tehlikenin azaltılması ya da yok edilmesiyle ilgili projeleri geliştiriyor ve bunları uyguluyor olacağız. Buna deprem olarak bakılmasın, sel, iklim değişikliğiyle ilgili gelen sıkıntılar, insan kaynaklı afetler de bunun içinde. Türkiye'yi daha güvenli hale nasıl getirebiliriz bunun çalışmasını yürütüyoruz. Van'da vermek istediğimiz mesaj şu 'Biz hazırız, siz hazır mısınız?' Afet bilincini oluşturmak istiyoruz."
AFAD Başkanı Oktay, insanların afet öncesinde, afet sırasında ve sonrasında yapmaları gerekenler konusunda eğitim almasını istediklerini vurgulayarak, "2014'te 4 milyon ailemizi, 1.5 milyon öğrencimizi, 80 bin öğretmenimizi eğittik. Bunlar artarak devam edecek" dedi.
"Türkiye'deki bütün kurumlarla eş güdüm halinde, birlikte çalışmayı öğrendik. Birlikte çalışıldığı zaman ortaya büyük bir güç çıkıyor" diyen Oktay, şunları ifade etti:
"Tüm bunların ötesinde güçlü ekonomik altyapı ve istikrarlı bir ortam başarıyı getiriyor. Burada biz Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve ilgili Başbakan yardımcılarımızdan çok net bir destek alıyoruz. Coğrafya kaynıyor. Kırılgan bir coğrafyada yaşıyoruz. Türkiye burada bir güvenli liman. Bu güvenli liman olmayı birinci derecede kendi vatandaşlarımız için sağlamak durumundayız. Biz bunun çalışmalarını yürütüyoruz. Türkiye'ye gelen mültecilere tamamen insani boyutta her türlü katkıyı veriyoruz. Bu sadece gıda, yeme içme barınma olayı değil, sağlık eğitim ve her türlü destek bunun içinde."