07 Haziran 2014 Cumartesi 21:43
Başbakan Erdoğan(2/son): Zannedersiniz Ki Dedem Korkut Gelecek Bizim Muhale

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, milletin temsil yetkisini kime verdiyse iktidarda onun olacağını kaydederek, "CHP'nin, MHP'nin en çok aradıkları kriter ne, ne diyorlar? 'Cumhurbaşkanı siyasetin dışında olacak.' Hem siyasetçi olacaksın hem de 'Cumhurbaşkanı siyasetin dışında olacak' diyeceksin. Bu, her şeyden önce bir siyasetçinin kendini inkâr etmesidir. Siyaset kötü ise neden o koltukta oturuyor, neden o partinin başında duruyorsunuz? CHP Genel Müdürüne bakıyorsunuz, Sabah akşam sözlükten öğrendiği sıfatları arka arkaya sıralıyor. 'Cumhurbaşkanı şöyle olacak, böyle olacak'. Peki adayınız kim olacak? Ona bir cevapları yok. Zannedersiniz ki Dedem Korkut gelecek, sıfatlara bakacak, soy soylayacak, boy boylayacak. Adayın ismini de ondan sonra açıklayacak. Bizim muhalefet masal dünyasında geziniyor" diye konuştu. Başbakan Erdoğan, eğitimde, konut alanında yapılan yatırımları anlattı. Türkiye'nin son bir yıl içinde şahit olduğu eylem ve girişimlerin, çıkar lobisinin yeniden ayağa kalkma, yeniden yönetime el koyma hevesinden başka hiçbir şey olmadığını belirten Başbakan Erdoğan, "Mesele ağaç, park, çevre değil, inanın mesele yolsuzluk değil. Mesele 3 Kasım 2002 öncesindeki o çarkı, o hortum düzenini yeniden diriltebilmek, kendileri için o eski güzel günlere yeniden dönebilmektir, hedef budur. Çünkü hep kriz ve kaostan kazanmışlar, şimdi Türkiye'yi yeniden krize, kaosa mahkûm edip, yeniden kazanmanın mücadelesi içindeler" diye konuştu. Bugünün aktörlerinin 12 yıl önceki kriz ve kaos aktörleri ile aynı olduğunu kaydeden Başbakan Erdoğan, her dönem de kazanan belli sermaye çevrelerinin, belli medya kuruluşlarının yine devrede olduğunu, hiçbir zaman milletin oyu ile iktidara gelemeyen kriz ve kaos dönemlerinde iktidara gelen statüko partilerinin vazife peşinde olduğunu anlattı. Başbakan Erdoğan, "Ama bu sefer hiç ummadığımız, tahmin etmediğimiz bir başka çete ortaya çıktı. O da bu çarkın içine girdi, bu faiz lobisinin, kriz çarkının aktörü oldu. Ama bunların bilmedikleri, bilmek istemedikleri, anlamak istemedikleri bir şey var. Arkadaşlar, O Günler geride kaldı. Eski Türkiye artık geride kaldı. Milletin her zaman kaybettiği, kriz ve kaos lobisinin de her zaman kazandığı bir Türkiye artık yok" diye konuştu. -O GÜNE GERİ ADIM ATSAYDIK ŞU ANDA ESKİ TÜRKİYE'DE YAŞIYOR OLACAKTIK- Bir yıl önce ağaç, park, çevre konusunun bahane edilerek sokağa çıkıldığını, yıkıldığını, yakıldığını, tahrip edildiğini, sonrada evlere dönüldüğünü, geride ise kaos ortamında kaybeden gençlerin kaldığını, şimdi de onların istismar edildiğini anlatan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye'nin milyarlarca dolar kaynağını artan faize gitti, ihracat durakladı, büyüme etkilendi, enflasyon, Merkez Bankası rezervleri, özellikle yatırım ortamı bu olaylardan ciddi şekilde yara aldı. O günlerde sokağa çıkan gençler güya yeşil uğruna eylem yaptıklarını zannediyorlardı veya öyle iddia ediyorlardı. Ama o gençlerin o çirkin görüntülerini aldılar tüm dünyada servis ettiler, Türkiye'de bir kaos var gibi tüm dünyada işlediler. Herkes evine döndü olaylar yatıştı ama fabrikalardaki işçi tarlalardaki çiftçi sanayici ihracatçı aylar boyunca bunun ağır bedelinin ödemek zorunda kaldı. Eğer o günlerde bizler dimdik durmasaydık ödenen ve ödenecek bedel çok daha ağır olacaktı. İşte Mısır'ı görüyorsunuz, Suriye'nin hali ortada, Ukrayna'yı görüyorsunuz, özgürlük için sokağa çıkan gençler evlerine döndü ama arkalarında tamamen enkaza dönüymüş bir ülke bıraktılar ve binlerce, on binlerce, yüz binlerce ölü var. Şimdi Ukrayna sosyal medyanın tahriklerine rağmen veya sosyal medyanın tahriklerine gelip sokağa çıkan gençler evlerine döndüler ama arkada çok ağır faturalar ödeyen bir ülke kaldı. Allaha hamdolsun bize bu faturayı yükleyemediler. O güne geri adım atsaydık zafiyet gösterseydik o belli medya kuruluşlarının, belli sermaye çevrelerinin, siyasetçilerin tuzaklarına düşseydik şu anda eski Türkiye'de yaşıyor olacaktık." -EĞER ÖNÜMÜZÜ KESEBİLİRLERSE, GÜCÜ YETERSE KESSİNLER, SAAT 4'TE GİDİP TEMEL ATACAĞIZ- Aynı senaryonun 17 ve 25 Aralık'ta bir kez daha denendiğini, ortaya bir dosya ile yolsuzluk iddiaları atıldığını ancak o dosyanın gölgesinde başka hesapların görülmeye çalışıldığını anlatan Başbakan Erdoğan, Halk Bankası ile bir hesabın olduğunu, bunun görülmeye çalışıldığını kaydetti. Türkiye'nin artık Atatürk ve Sabiha Gökçen havalimanına sığmadığını ifade eden Erdoğan, "İşte bugün bu toplantının ardından temelini atmaya gideceğimiz 3. havalimanıyla hesapları var. Onu görmeye kalkıştılar, onun hızını kesmeye kalkıştılar, hala da çalışıyorlar. Eğer önümüzü kesebilirlerse, gücü yeterse kessinler, saat 4'te gidip temel atacağız" dedi. Hızlı trenin de provoke edilmeye çalışıldığını, 250 noktada kabloların kesildiğini belirten Erdoğan, "Bu durduracak mı? Hayır. Bu ülkede nasıl vatan hainlerinin olduğunu görmeniz bakımından bunu söylüyorum" dedi. Bir yatırımların engellenmeye çalışıldığını ifade eden Erdoğan, "Öyle de yapsalar böyle de yapsalar 4 sene, 5 sene gecikmeyle de olsa Marmaray'ı açtık" diye konuştu. -ADANA'DA MİT TIRLARI DEĞİL, BÜYÜYEN TÜRKİYE, DURDURULMAK İSTENDİ- Mevcut binalar yeterli gelmediği için Ankara'da Başbakanlık binası yapıldığını anlatan Erdoğan, bunun önünün kesilmeye çalışıldığını belirterek, "Ben de çok açık, samimi şunu söyledim. 'Biz orayı bitireceğiz ve başbakanlık da oraya yerleşecek. Önünü kesemezsiniz' dedim. Bu olamaz. Her şey kuralına, yasa, her şeye uygun; yola çıkıyorsun, yola çıkıldıktan sonra geliyor birileri önünü kesmeye çalışıyor" dedi. İran'a yaptırım uygulandığını anımsatan Erdoğan, İran'a uygulanan yaptırımlarda başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkelerin hepsinin, İran'a ürünlerini sattığını ancak Türkiye'nin ürünleri için her türlü engelin konulmaya çalışıldığını belirtti. Batı'nın, gelişmiş ülkelerinin ürünleri, İran'a girerken Türkiye'nin ürünlerinin neden girmediğini soran Başbakan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Bizim için önemli bir piyasa, önemli bir pazar orası. Aynı şey Irak için de geçerli. Bu ülkenin en büyük bankalarından biri olan işte bu Halkbank neden hedef yapıldı burası önemli. Çünkü büyüyordu ve uluslararası rekabette 'Ben de varım' diyordu. Halkbank, büyüyen Türkiye'nin yükselen gücü olarak kendisini dünyada hissettiriyordu. Bakın bir soru daha. Adana'da çevrilen tırları, bu ülke henüz sorgulamadı. Bir ülkenin istihbarat teşkilatının Suriye'ye yardım taşıyan tırları neden durdurulur? Oradaki mücadeleyi veren Türkmen kardeşlerimize yardım götüren bu tırlar neden durdurulur? Neden bunlar dünyayla paylaşılır? Bu soruyu sormamız lazım. Burada amaç, gaye ne? Türkiye'nin bu yardım operasyonundan Türkiye düşmanları dışında kim rahatsız oluyor? Aslında amaç da hedef de gaye de belli. Adana'da MİT tırları değil, büyüyen Türkiye, yükselen Türkiye, yeni Türkiye durdurulmak istendi." -REKLAMIN İYİSİ KÖTÜSÜ OLMAZ- 17 ve 25 Aralık operasyonlarını darbe girişimi olarak adlandırdıklarında, birilerinin bunun üzerini örtmeye, bunu çarpıtmaya, gündemi değiştirmeye çalıştığını belirten Erdoğan, "Hazırladıkları, sonra panikleyip imha etmeye kalkıştıkları iddianamede, bu ülkenin başbakanı, 'örgüt lideri', 'dönemin başbakanı' gibi ifadelerle yer alıyor. Bunlar elimize geçti. Kabine de kurulmuş. Bütün Bakanlar Kurulu, iddianamede zanlı olarak gösteriliyor. Bu belgelere ulaşıldı. Bu belgeler, görevden alınan o polislerin bilgisayarlarından tek tek çıkarıldı" dedi. Daha çarpıcı bir gerçeği ilk kez paylaşacağını ifade eden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "25 Aralık için hazırlanan darbe sonrası hükümeti yargılamak üzere kullanılacak o fezlekede kriter olarak neyi kullanıyorlar biliyor musunuz? Malum bir gazetenin aboneliğini. Eğer üzerinde durdukları şahıs, o malum gazetenin abonesiyse, fezlekeye almıyorlar, abonesi değilse zanlı olarak fezlekeye alıyorlar. Hiçbir suç unsuruna rastlayamadıkları halde kin duydukları şahısları, benim yakın çalışma arkadaşlarımı, sadece ve sadece duydukları kinden dolayı dava dosyasına alıyorlar. Bunlar afaki sözler değil. Bunların artık hepsinin belgeleri, delilleri elimizde. Bunlar yakında çıkacak. Zaten o malum gazete suçunu bildiği için panikledi, tutuştu, sahte ihbar mektupları üzerinden suçluluk duygusuyla kendince senaryolar yazıyor. Şimdi bir senaryo da benim için hazırlamışlar, Avrupa ülkelerinden bir tanesinde de platolar, filan falan hazır vaziyette. Bana benzer bir artist arıyorlarmış. Buldukları anda hemen çekime başlayacaklar. Hedefleri de Cumhurbaşkanlığı Seçimi öncesinde bunu piyasaya sunmak. Hayırlı olsun. Reklamın biliyorsunuz iyisi kötüsü olmaz. Bu da bunun içine girer. Ne yaparlarsa yapsınlar, söyledim daha önce, yine söylüyorum, inlerine girdik, daha da gireceğiz ve kaçıp saklandıkları inlerde de her birini bulup adalete teslim edeceğiz. Bu darbe girişiminin içinde kim yer aldıysa, kim buna destek verdiyse, kim buna yardım ettiyse, zemin hazırladıysa her birini ortaya çıkaracak, her birinden bunun hesabını soracağız. Bundan sonra Türkiye ekonomisine el uzatmaya kalkışanlar, karşılarında kimin olduğunu, karşılarında nasıl bir gücün olduğunu görecekler. Burası muz cumhuriyeti değil. Geleceksin, bu ülkenin milli bankasına tuzak kuracaksın, milli istihbarat teşkilatına saldıracaksın, milletin meşru hükümetini yıkmaya kalkacaksın; yok öyle 25 kuruşa simit. Bizim milli yatırımlarımıza, küresel ölçekte yatırımlarımıza el uzatacaksın, üçüncü köprüyü, üçüncü havalimanını, Marmaray'ı, hızlı treni engellemeye çalışacaksın, yok öyle yağma. Herkes şunu anladı; bu kaos ve kriz lobisinin karşısında artık öyle boynunu bükecek bir hükümet, geri adım atacak bir başbakan ve Bakanlar Kurulu yok. Bunu herkesin bilmesi lazım." -ÖZGÜRLÜK BAĞIMLILIK YAPAR- Terör üzerinden yapılan denklemin çok basit olduğunu, devam etmesi halinde kan ve faiz lobisinin kazanacağını, biterse milletin kazanacağını belirten Erdoğan, zorlu bir süreçten geçildiğini maskelerin düştüğünü, cemaat görüntüsü altındaki örgütlerin gerçek yüzünün görüldüğünü kaydetti. Diyarbakır'daki eylem sayesinde parlamentodaki bir partinin gerçek yüzünü herkesin gördüğünü ifade eden Erdoğan, çocukları dağa kaçılan anneler ağlarken onlara köpük sıkanların, kovalayanların konuşulmadığını ifade etti. Erdoğan, "Tabi bunlar daha önce 7-8 yaşındaki çocukların ellerine taş verip polislerin önüne gönderiyorlardı, bizim önümüze de gönderiyorlardı, bize de 7-8 yaşındaki çocukların taş attıklarını ben size söyleyebilirim. Bunlar o çocukların, kadınlarımızın arkasına saklandılar. Şimdi de 13-18 yaş arasındaki çocukları dağa kaçırmak gibi insanlık dışı bir eylemin failleri haine geldiler. Özgürlük bağımlılık yapar. Diyarbakır'daki bu anneler, babalar 1,5 yıldır özgürlüğün, demokrasinin, devlet-millet kaynaşmasının tadına vardılar. İnanıyorum ki o anne-babalar yarın da sessiz kalmayacak, bu terör baronlarına evlatlarını kaptırmayacaklar" dedi. -ZANNEDERSİNİZ Kİ DEDEM KORKUT GELECEK, SIFATLARA BAKACAK, SOY SOYLAYACAK, BOY BOYLAYACAK- Türkiye'nin iki ay sonra tarihi nitelikte bir seçim yapacağını kaydeden Erdoğan, "Bizim siyasi hareketimiz şahıslar üzerinden değil, ilkeler, değerler, çerçevesi belli politikalar üzerinden ilerliyor. 28 Ağustos'tan itibaren kim Cumhurbaşkanı olursa olsun ya da kim başbakan olursa olsun Türkiye reformlarını yapmaya, büyümeye, güçlenmeye devam edecek" dedi. Son dönemde hedef saptırma gayretleri olduğunu belirten Erdoğan, Türkiye'de her cumhurbaşkanlığı seçiminin krizlere neden olduğunu kaydetti. TBMM'nin hür iradesiyle bir Cumhurbaşkanı seçmek istediğinde Meclis dışı güç odaklarının farklı dayatmaların içine girdiğini ifade eden Erdoğan, 2007 yılında da Cumhurbaşkanlığı Seçimi üzerinden kriz üretilmeye çalışıldığını anlattı. Milletin temsil yetkisini kime verdiyse iktidarda onun olacağını kaydeden Erdoğan, "CHP'nin, MHP'nin en çok aradıkları kriter ne, ne diyorlar? 'Cumhurbaşkanı siyasetin dışında olacak.' Hem siyasetçi olacaksın hem de 'Cumhurbaşkanı siyasetin dışında olacak' diyeceksin. Bu, her şeyden önce bir siyasetçinin kendini inkâr etmesidir. Siyaset kötü ise neden o koltukta oturuyor, neden o partinin başında duruyorsunuz? CHP Genel Müdürüne bakıyorsunuz, Sabah akşam sözlükten öğrendiği sıfatları arka arkaya sıralıyor. 'Cumhurbaşkanı şöyle olacak, böyle olacak'. Peki adayınız kim olacak? Ona bir cevapları yok. Zannedersiniz ki Dedem Korkut gelecek, sıfatlara bakacak, soy soylayacak, boy boylayacak. Adayın ismini de ondan sonra açıklayacak. Bizim muhalefet masal dünyasında geziniyor" diye konuştu. -BU ÜLKENİN ÇATISI, AK PARTİ'DİR- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığına ilişkin değerlendirmelerini eleştiren Başbakan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Anadolu da güzel bir kavram vardır. Hani derler ya "elifi görse mertek zanneder' diye. Mertek aslında çatıyı tutmaya yarar ahşaptan uzunca bir sütundur. Anadolu'da güzel bir deyim vardır, "Başkasının gözünde çöpü görür, kendi gözündeki merteği görmez.' 30 Mart'ta bunların mertekleri çöktü çatıları uçtu ama şimdi kendilerine başka çatı, mertek arıyorlar. Bu ülkenin çatısı, Ak Parti'dir. Biz 7 coğrafi bölgede varız. Göreceksiniz, 10 Ağustos'ta bu ülkenin inşallah 77 milyonu da bu ortak çatının altında yer almanın mücadelesini verecektir, burada buluşacaktır. İlan edeceğimiz adayı da inşallah o makama taşıyacaklarına inanıyorum."

Son Güncelleme: 07.06.2014 21:43
Anahtar Kelimeler:
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.