08 Haziran 2016 Çarşamba 18:43
Kalın'dan Avrupa'ya: Terörle Mücadelede İkiyüzlülüğün Son Bulması Gerekiyor

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki basın toplantısında terörle mücadele konusunda batı ülkelerini samimiyete davet eden Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Kendi teröristlerine karşı mücadele söz konusu olduğunda, en son Fransa'da ve Belçika'da gördüğümüz gibi Avrupa ülkelerinin ne tür tedbirler aldığını açık bir şekilde gördük, görüyoruz. Dolayısıyla bu çifte standardın, ikiyüzlülüğün artık son bulması gerekiyor." dedi.

Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde bir basın toplantısı düzenledi. Gündemdeki gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulunan Kalın, basın mensuplarının sorularını da cevapladı.

"BU SALDIRILAR TERÖRLE MÜCADELE AZMİMİZİ ASLA KIRMAYACAKTIR"

Dün İstanbul, bugün de Mardin'de meydana gelen terör saldırılarına değinen Kalın, hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diledi. Kalın, "Ama aslında bu bütün Türk milletine karşı yapılmış bir saldırıdır, bu manada da bütün milletimizin başı sağ olsun. Bu saldırı şüphesiz Türk'üyle, Kürt'üyle bütün Türk milletine yapılmış bir saldırıdır. Ve bu tür saldırılar şekli, zamanı, ne olursa olsun bizim terörle mücadele azmimizi de asla kırmayacaktır.

Tabii teröristlerin bir Ramazan sabahı bu saldırıyı gerçekleştirmiş olması da onların gerçek karakterini de ortaya koyuyor. Bu saldırıların ne hak mücadelesiyle, ne Kürt vatandaşlarımızın haklarıyla, sorunlarıyla uzaktan-yakından en ufak bir ilgisi yoktur. Aslında bölücü terör örgütü başından beri kendi çıkarlarını ve sapkın ideolojisini Kürtlerin talepleriymiş gibi empoze ederek kendine bir meşruiyet alanı yaratmaya çalışıyor. Fakat bunu yaparken en fazla da Kürtlere zarar veriyor, bu ülkenin birlik beraberliğine zarar vermeye çalışıyor. Ama bu ülkeyi kana bulamaya çalışan bu tür örgütlerin hiçbir hayat hakkının olmayacağını bir kez daha kararlı bir şekilde ifade ediyoruz." diye konuştu.

"TERÖR ÖRGÜTÜ, ULUSLARARASI ÖRGÜTLERİN VE AKTÖRLERİN PİYONU"

Terör örgütlerinin hiçbir zaman kendi başlarına hareket edemeyeceklerini dile getiren Kalın, "Bunlar mutlaka aynı zamanda uluslararası örgütlerin, aktörlerin piyonları olarak da faaliyet gösterirler. Bölücü terör örgütünün de bütün karakteri, organizasyon şeması, faaliyet şekli bunu zaten teyit ediyor. Kimin maşası, kimin piyonu olduğu da çok açık bir şekilde görülmektedir.

Bu noktada tabii terörle mücadele konusunda Türkiye'ye destek açıklaması yapan dost ve müttefik ülkelere buradan tekrar bir çağrı yapmak istiyoruz. Şüphesiz halisane ve samimi bir şekilde yapılan taziye mesajlarını, terörü kınama mesajlarını memnuniyetle karşılıyoruz. Ama işin samimiyeti ve ciddiyeti açısından bazı konuları artık daha açkı ve net bir şekilde konuşmamız gerekiyor.

Basit bir soru sorayım; bugün bize PKK terörünü kınayıp bize destek mesajı açıklayan Avrupalı dostlarımız acaba Avrupa'nın genelinde PKK'nın kaç tane paravan örgütü olduğunu biliyorlar mı? Yılda acaba kaç milyon avro para toplanarak bu bölücü terör örgütüne Avrupa üzerinden ulaştırılmaktadır? Hangi yayın kuruluşları, STK'lar, kurumlar üzerinden ne tür örgüt faaliyetleri yapılmaktadır? Biz bunları biliyoruz ve biz bunları detaylı dosyalar halinde Avrupalı dostlarımıza, müttefiklerimize her görüşmemizde iletiyoruz. Ama netice almaya geldiği zaman bizim önümüze hukukun üstünlüğü, ifade özgürlüğü gibi değişik gerekçeler konuyor. Hâlbuki tırnak içinde kendi teröristlerine karşı mücadele söz konusu olduğunda, en son Fransa'da ve Belçika'da gördüğümüz gibi Avrupa ülkelerinin ne tür tedbirler aldığını açık bir şekilde gördük, görüyoruz. Dolayısıyla bu çifte standardın, ikiyüzlülüğün artık son bulması gerekiyor." ifadelerini kullandı.

"TERÖRE KARŞI TOPYEKÛN BİR MÜCADELE VERİLMESİ ESASTIR"

Terörle mücadele konusunda ABD'ye de bir çağrıda bulunan Kalın, şunları söyledi: "Gerçekten terörle mücadele konusunda samimiyseniz, Türkiye'nin yanında iseniz, bu örgütün şu veya bu koluyla, şu veya bu uzantısıyla ilişki kurmaktan artık vazgeçmeniz gerekir. Ve burada da terör örgütleri arasında hiçbir ayrım yapmadan, terörün hiçbir türü arasında ayrım yapmadan teröre karşı topyekûn bir mücadele verilmesi esastır. "PKK terörü şuraya kadar iyidir', "DAEŞ terörü böyle kötüdür" tarzı değerlendirmelerin ne akılla, ne vicdanla, ne de siyasi etikle bağdaştırılması mümkün değildir.

Terörle mücadelede de eğer toplu ve kararlı, sistematik, tutarlı bir mücadele verilecekse, bu herkesin katılımıyla ve eşit standartların uygulanmasıyla olacaktır. Türkiye'de biz terörle mücadele konusunu gündeme getirdiğimiz zaman bizim karşımıza "ifade özgürlüğü" gibi konuları gündeme getirenler öncelikle terör belasının kendilerine ne tür sorunlar çıkarttığını görmeleri gerekir. Ben bir örnek vereceğim, bakın daha dün çok sıcak bir hadise olması hasebiyle; bir Amerikan vatandaşı DAEŞ terör örgütüne katılma teşebbüsünde bulunduğu için 12 yıl hapse mahkûm edildi. Bakın, örgüte katıldı, suç işledi, bomba patlattığı, insanları öldürdüğü için değil, DAEŞ terör örgütüne katılma teşebbüsünde bulunduğu için tutuklandı ve 12 yıl hapse mahkûm edildi."

"TÜRKİYE'YE ADİL DAVRANILMALI"

Bizce bu doğru bir tedbirdir, buna bir itirazımız ya da eleştirimiz söz konusu değil. Belki muhtemelen ileride olabilecek birtakım terör saldırıları böylece önlenmiştir. Demek ki terörle mücadele söz konusu olduğunda en sert tedbirler en katı bir şekilde uygulanabiliyor. Ve bu kamu düzeni ve terörle mücadele başlığı altında meşru görülüyor, makbul görülüyor. Bizim buna bir itirazımız yok. Bizim tek talebimiz, burada Türkiye'ye de adil davranılmasıdır. Terörle mücadele konusunda bu tür olaylar olduğunda Batılı ülkelerin aldığı tedbirleri alkışlayan, Türkiye aynı tedbirleri aldığı zaman "baskıcı olmakla, hukukun üstünlüğünü ihlal etmekle" eleştirmelerini elbette kabul etmemiz mümkün değildir.

"AVRUPALI DOSTLARIMIZIN TERÖRLE MÜCADELEDE TÜRKİYE'NİN YANINDA DURMASI GEREKİR"

Bu çerçevede de son dönemde yine gündemde olan bu Terörle Mücadele Yasası, Geri Kabul Anlaşması ve Schengen vize sistemine Türk vatandaşlarının geçmesi meselesiyle ilgili konuya da değinmek isterim. Biz bu meseleyi de bu çerçevede değerlendiriyoruz. Avrupalı dostlarımızın Türkiye'nin terörle mücadele kapasitesini azaltacak ya da zaafa uğratacak hiçbir talebin içinde bulunmamaları gerekir. Çünkü bugün Türkiye'yi vuran terör yarın Avrupa'yı vurur ki bunun örneklerini de gördük.

Dolayısıyla Türkiye'ye terörle mücadele konusunda zaaf yaratabilecek birtakım tavsiye ve telkinlerde bulunmak yerine, Avrupalı dostlarımızın terörle mücadele konusunda tavizsiz bir şekilde Türkiye'nin yanında durması gerekir. Bu çerçevede de AB Geri Kabul Anlaşması ve Terörle Mücadele Yasası çerçevesindeki müzakerelerin de teknik heyetler düzeyinde devam ettiğini bir kez daha ifade etmek isterim. Bu konuda olumlu bir süreç ilerliyor, biz de bu sorunun çözülmesi taraftarıyız. Ama dediğim gibi terörle mücadele konusunda Türkiye'yi zaafa uğratacak bir adım atmamız elbette mümkün değil.

Dün ve bugün yaşanan hadiseler zaten bu konudaki haklılığımızı bir kez daha teyit etmiş durumda. Ama öte yandan Türk vatandaşlarının Schengen vize sistemi içerisinde vizesiz bir şekilde dolaşmasını sağlayacak düzenlemenin yapılması için de gerekli müzakereleri şu anda yürütüyoruz. Önümüzdeki günlerde bu konuda somut adımların atılmasını ve olumlu bir netice alınmasını da bekliyoruz.

"BU KARARI TANIMADIĞIMIZI BİR KEZ DAHA İFADE EDİYORUZ"

Alman Parlamentosu'nda kabul edilen sözde Ermeni soykırımı kararını tanımadıklarını ifade eden Kalın, konuşmasına şöyle devam etti:

"Parlamentoya getirilen, bu kadar ciddiyet arz eden bir konunun böylesine gayriciddi, tarihî gerçeklerden uzak ve tamamen hasmane bir tutumla ele alınması da hakikaten çok düşündürücü. Bizim açımızdan değil Alman Parlamentosu açısından düşündürücü bir durumdur. Onların kirli tarihlerinin bizim tarihimizi kirletmesine asla izin vermeyiz. Bizim kendi tarihimizle yüzleşemeyeceğimiz hiçbir şey yok hamdolsun. Ama bu karar aynı zamanda Almanya'da yaşayan 3 milyondan fazla Türk'e de verilmiş çok kötü bir mesajdır, bunun da altını çizmek isteriz. Buna karşı da dediğimiz gibi biz gerekli tedbirleri almaya devam edeceğiz, gerekli tepkileri vermeye devam edeceğiz. Bu çerçevede bildiğiniz gibi Berlin Büyükelçimiz istişareler amacıyla Ankara'da bulunuyor. Bu Parlamento kararının bir hükmü yok bizim dediğimiz açıdan. Değimiz gibi, ama Alman Hükümetinin bu Parlamento kararının kendileri açısından bağlayıcı olmadığını ifade edecek bir tutum içinde olmalarını bekliyoruz, bunu ifade etmek isterim.

Son bir defa da şunu söylemeden geçemeyeceğim: Alman Federal Meclisi yalan yanlış tarih bilgisiyle ve sorumsuzluk örneği olan böyle bir siyasi gündemle Türkiye'ye yüklenmek yerine, kendisi PKK terör örgütünün Almanya'daki örgütlenmesine son verecek, Neo-Nazi cinayetlerini önleyecek tasarıları gündemine alabilir. Bu, Alman toplumuna da, Türkiye-Alman ilişkilerine de daha iyi katkı verecektir şüphesiz." diye konuştu.

Son Güncelleme: 08.06.2016 18:43
Anahtar Kelimeler:
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.