Yol parasını denkleştirdiği zamanlarda Bitlis'ten İstanbul'a tedavi amaçlı gelen Cihan Ülkü isimli genç, hem hastalığına çare arıyor hem de kendisine uzanacak bir yardım eli bekliyor. Böbrek yetmezliği ve kemik erimesi teşhisi konulan 24 yaşındaki genç, Fatih Vefa'da günlüğü 12 liraya kaldığı pansiyon odasından Sağlık Bakanlığı'na seslendi: "Lütfen yardım edin."
Adı Cihan Ülkü. Bitlis'te yaşayan 7 çocuklu bir ailenin ikinci çocuğu. Vatani görevini yerine getirdiği sırada rahatsızlanarak soluğu, Gülhane Askeri Tıp Akademi'nde (GATA) aldı. Burada böbrek yetmezliği ve beraberinde kemik erimesi teşhisi konulan genç, tedavi için önce memleketi Bitlis'e ardından ise İstanbul Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi. Yılın belli aylarında Bitlis'ten İstanbul'a gelen 24 yaşındaki genç, hastane sürecinde Fatih Vefa'da günlüğü 12 lira olan ve sağlık koşulları hastalığına uygun olmayan bir pansiyonda kalıyor. Bin 651 kilometrelik yolu aşarak İstanbul'a gelen ve 14 milyonluk şehirde kimsesi olmayan genç, uzanacak bir yardım eli için Sağlık Bakanlığı'na ve hayırseverlere sesleniyor. Ülkü, sağlığına kavuşursa sevdiği kızla evlenmek istiyor.
"ASKERDE RAHATSIZLANDIM"
Hastalık hikayesi, vatani görevini yaptığı sırada aşırı kilo kaybetmesi ve sık sık baygınlık geçirmesiyle başlayan Cihan Ülkü, GATA ve Bitlis Devlet Hastanesi sonrasında soluğu sevkle gönderildiği İstanbul'da almış. Genç adam, maddi ve manevi imkansızlıklar nedeniyle tedavisini İstanbul Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde bin bir zorlukla İstanbul'da sürdürmeye çalışıyor. Koskoca şehirde kimsesi olmayan genç adam, hem maddi hem de manevi yönden yaşadığı zorlukları şöyle anlatıyor: "İstanbul'a 3 ayda bir gelme zorunluluğum var. Burada serum, kan ve çeşitli ilaçlar ile tedavi uygulanıyor. Daha sonra da kontrollere geliyorum. Bazen yatarak bazen de ayakta tedavi ediyorlar. Haftanın belli günlerinde gelip gidiyorum. Tek başımayım. Yanımda gelecek kimse yok. 15 yaşında bir kardeşim var. O hem çalışıyor hem de okuyor. O okulda olduğu zaman ben de buraya gelmek zorunda kalıyorum. Tedavim burada bazen bir ay, bazen 2 hafta sürüyor. Maddi açıdan zorlanıyorum. Annem bazen para göndermeye çalışıyor, bazen de gönderemiyor."
GÜNLÜĞÜ 12 LİRAYA VEFA'DA KALIYOR
Maddi durumunun yetersizliği nedeniyle Fatih Vefa'da sağlık koşulları uygun olmayan bir pansiyonda kalmak zorunda kalan genç, "Temiz değil. Hastalığım açısından hiç uygun bir yer değil. Pazar günü düşüp bayıldım. Dudağım da ondan yara oldu. Ambulans doktoru geldi, "Burada sağlam bir insan bile hastalanır" dedi. Yani o derece kötü bir yer ama ne yapalım mecburuz. Bir de akraba olmayınca İstanbul gibi bir yerde yaşamak zor. Akrabam var ama ailevi sorunlar nedeniyle görüşemiyoruz. Bir de karşıda oturuyorlar. Nerede olduğunu bile bilmiyorum." dedi.
İSTANBUL'DAN KORKUYORUM
Hastalığından dolayı mesleğini de yapamadığını belirten Ülkü, Teknik Liseden, Mobilya bölümünden mezun olduğunu söyledi. İyileşip tekrar işine dönmek isteyen genç adam, mücadele verdiği İstanbul'un hayat koşullarının kendini korkuttuğunu söyleyerek şöyle devam ediyor: "Hastalığım nedeniyle çalışamıyorum. Aileme destek olamıyorum. Savaş veriyorum yani, başımda kimse olmadığı için hiç kimseden bir yardım eli alamıyorum. Biraz da korkuyorum. İstanbul gibi bir yere geliyorum. Hç tanımadığım insanlardan yardım bekliyorum. "
YARDIM İSTİYORUM
Hastalığı nedeniyle bir hayalinin de gerçekleşmediğini söyleyen Ülkü, hastalığının yaşattığı keşkeleri şu sözlerle anlatıyor: "Ben evlenecektim. Bu rahatsızlığım çıkınca geri çevirdiler. Eğer geri çevirmemiş olsalardı şu anda burada olmazdım. Belki de evlenmiş bir çocuk sahibi olmuş olacaktım." İstanbul'da yardım yapmak isteyen çok kişi var biliyorum diyen Ülkü, "Ben de o yardımı bekleyenlerden biriyim. Allah rızası için bana bir yardım edin. Sesimi duyun, tedavi olmak istiyorum. Bana yardımcı olun." sözleriyle yardım istiyor.
