05 Eylül 2015 Cumartesi 13:57
Kanseri yenen savaşçı kadınlar

Türkiye'nin en uzun soluklu meme kanseriyle mücadele sosyal sorumluluk projesini sürdüren Avon, bu projede meme kanserini yenmiş kadınlar ile iş birliği yapıyor. Meme kanserini yenmiş ve 'survivor' denilen bu kadınlar, tüm sosyal sorumluluk projelerinde, kendileri gibi bu hastalıkla savaşan kadınların yanında yer alıyor. Meme kanserine destek yürüyüşlerinde, etkinliklerde, konferanslarda, bilgilendirme toplantılarında, reklam ve tanıtım çekimlerinde, ajandalarda hep bu savaşçı kadınlar ve hikayeleri yer alıyor. Amaç, toplumu erken teşhise, ultrasona ve mamografiye yönlendirebilmek. Satılan ürünlerden elde edilen gelirler ve ayrılan fon ile her yıl binlerce kadın ücretsiz mamografi imkanından da yararlanıyor. Bu kadınlar arasında kanser teşhisi konulanlar, hemen tedavi programına alınıyor. Avon İletişim Lideri Senem Bilgin, meme kanseriyle mücadele ve sosyal sorumluluk projelerini anlattı:
 Meme kanseri erken teşhis projemizde 19 yıldır toplamda 50 bin kadına ulaştık. 
 Meme kanseriyle mücadele projemizi 19 yıldır kesintisiz sürdürüyoruz. Türkiye'nin en uzun soluklu sosyal sorumluluk projesi. Bu sene üzerinde 'Bu tişörtle hayat kurtardım' yazan meme kanseriyle mücadele tişörtlerimiz var. Bu tişörtlerimizin tanıtım yüzü; tedavilerine destek olduğumuz, 'survivor' dediğimiz, meme kanseriyle savaşmış ve onu yenmiş kadınlar. 

AMELİYAT KARŞILANIYOR 

 Biz bu sene başlattığımız projeyle Türk Kanser Derneği'ne bağış yapıyoruz. Türk Kanser Derneği de yaptığımız bağışın sonucunda kadınların tedavilerine destek oluyor. Yani meme kanserine yakalanmış kadınların ameliyat masraflarını karşılıyoruz. Bu, yaptığımız çalışmalardan biri. Bir diğerinde ise erken teşhisle tarama imkanı sağlıyoruz. 
 Geçen sene Medical Park Hastanesi ile ortak bir sosyal sorumluluk projesine imza attık. Yaklaşık bin 500 kadına Türkiye'nin iki farklı ilinde, 40 yaş üstüne ücretsiz mamografi, 40 yaş altındakilere meme ultrasonu imkanı sunduk. Bu sene içerisinde bin kadına daha ulaşmayı hedefliyoruz. 
 Türk Kanser Derneği bir call-center kuruyor. Dernek kadınlara kendilerine en yakın anlaşmalı hastanelerden randevu alıyor ve yönlendiriyor. Daha sonra da tekrar arayıp memnun kalıp kalmadığını ayrı bir anketle ölçümlüyor. Biz de yaptığımız bağışın nereye gittiğini takip edebiliyoruz. 

Hanife Gül Keleş (42 yaşında )

Ailemde kız kardeşim ve teyzem meme kanseriydi. Bu sebeple ben de altı ayda bir rutin kontrollere gidiyordum. Göğsümde şişlik fark ettim. 2013 yılında 2. evre meme kanseri teşhisi kondu. Aslında ailede olduğu için çok şaşırmadım. Ama insan üzülüyor... Kistim büyük olduğu için önce kemoterapiyle küçültüldü. Sonra ameliyatla sağ göğsüm alındı. Eşim ve ailem o dönemde bana çok destek oldu. Tüm kadınlar bu hastalığa yakalanmamak için önlemlerini alsın. Düzenli kontrol yaptırmak ve erken teşhis çok önemli. Önlem almak, hastalıkla uğraşmaktan çok daha kolay. 

HATİCE HAZİNEDAR (60 yaşında )

İlk kanser vakam 40 yaşımda, 20 yıl önce oldu. Hastalığı doktor arkadaşımdan öğrendim. Tansiyonum düşüyordu sürekli, tesadüfen ultrason sonucunda çıktı. Böbrek kanseriydim. Sol böbreğim alındı. Hastalığım 3. evrenin sonundaymış. O an zannettim ki dünya omuzlarımda... Birden çöktüm. Hiç beklediğim bir şey değildi. Çevremdeki kimsede yoktu. Kızım ilkokul 5'inci sınıftaydı, oğlum ortaokuldaydı o zaman. Sonra eşim elimden tuttu kaldırdı beni ve dedi ki; "Bunda bir şey yok. Burası Karadeniz ve burada Çernobil'in etkisi çok fazla. Birlikte atlatacağız." Hemen eşimin doktor olan yeğenini aradık. Bize bir doktor önermesini istedik. Ertesi gün vakit kaybetmeden Ankara'ya gittik. Ameliyat oldum. Altı ay kemoterapi gördüm. Eşim, ağabeylerim, arkadaşlarım bana çok yardımcı oldular. Altı ay sonra doktorum kanseri atlattığımı, bundan sonrasının önce Allah'a sonra bana bağlı olduğunu söyledi. 10 yıl boyunca düzenli olarak kontrole gittim. 10 yılın sonunda halsizlik şikayetim başladı. Tekrar kontrollerim yapıldı. Mamografi sonucunda göğsümde kist çıktı. Bu sefer daha tecrübeliydim. Kemoterapiler o kadar ağır gelmiyordu. Kisti aldırdık. Bir yıl boyunca radyoterapi aldım. Hastalığımı mutlu evliliğim sayesinde atlattım. Diğer meme kanserli kadınların kendilerine güvenmelerini öneriyorum. 

DİLEK ÖZAL (55 yaşında )

40 yaşımdan itibaren düzenli olarak kontrole gidiyordum. Dokuz ay önce, 1. evre meme kanseri teşhisi kondu. Ailemde daha önce meme kanseri hikayesi yok. Annemi ve kayınvalidemi kaybettim, onların üzüntüsü hastalığımı tetiklemiş olabilir. Hastalığımı öğrendiğimde ilk bir hafta kimseye haber vermedim. Ameliyatım kesinleşince eşime ve kızıma söyledim. Göğsümdeki kitle alındı. Ardından 1.5 ay kemoterapi gördüm. O dönemde ailem ve yakınlarım desteklerini eksik etmedi. Kanseri atlatmamdaki en büyük etken; moral. Moralimi sürekli yüksek tuttum ve kendimi her şeye hazırladım. Kadınlar kendilerini ihmal etmemeli. 

BAHAR HIRACA (38 yaşında )

Elle muayene yaparken bir kitle fark ettim. Ultrason çektirdim, sonra biyopsi yapıldı. 2. evre meme kanseri teşhisi kondu. Kemoterapiyle hastalığı atlattım. Ameliyat olmadım. Aradan bir sene geçtikten sonra hastalığım nüksetti. Radyoterapiyle iyileştim. Hiç kimseye hastalığın gölgesinde yaşamayı önermiyorum. Yaşama sevincini yaratmak kişinin kendi elinde. Ben tedavi sürecinde hayatımı hiç değiştirmedim. Günümü nasıl yaşıyorsam öyle yaşamaya devam ettim. 

Son Güncelleme: 05.09.2015 13:59
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.