Galatasaray Odeabank'ın önemli oyuncularından biri olan Stephane Lasme, Eurocup zaferini anlatırken sarı kırmızılı takımla ilgili de övgü dolu sözler sarf ederek, "Galatasaray bir dünya markası." dedi.
Spor Toto Basketbol Süper Ligi'nde normal sezonu 52 puanla 3. sırada tamamlayan, play off serisinde ise yarı finalde Fenerbahçe'ye 3-1'le elenen 2016 Eurocup Şampiyonu Galatasaray Odeabank'ın önemli oyuncularından Stephane Lasme, sarı kırmızılı kulübe nasıl geldiğini anlattı. "Gabon Aslanı" lakaplı Stephane Lasme, hedeflerini, geride kalan sezonda elde ettiklerini ve Galatasaray'la ilgi görüşlerini açıkladığı Galatasaray Dergisi'ndeki röportajında Eurocup'ı alarak tarihe geçtiklerini söyledi.
Galatasaray Odeabank olarak basketbolda Avrupa'nın ikinci en büyük kupasını kazandıklarını belirten Stephane Lasme, "Eurocup zaferi çok güzel bir başarıydı. Hem benim için hem takım için çok önemli bir işti. Ayrıca Türkiye için de çok kritik bir zafer bu. Tarihe geçen bir başarıya imza attık. Kulüpler düzeyinde Türk basketbolunun Avrupa'daki en önemli başarısını elde ettik. Bu yüzden çok mutluyum." dedi.
Transferiyle ilgili de konuşan Stephane Lasme, Galatasaray'a gelerek doğru bir karar verdiğini şimdi daha iyi anladığını belirterek, "Galatasaray'a transferim surecinde Ergin hoca beni aradı ve takımda görmek istediğini söyledi. O konuşma esnasında bahsettiği ilk şey, Eurocup'ı kazanma hedefiydi. Benim Galatasaray'ı seçmemi sağlayan en önemli faktörlerden biri de bu oldu. Bunun için gelmiştim, şimdi bakıyorum da çok da doğru bir karar vermişim." diye konuştu.
Eurocup maçları içinde Bayern Münih'e ayrı bir parantez açan Stephane Lasme, Alman devini hatalarını iyi analiz ederek geçtiklerini ifade ederek, "Normalde yaptığımız maçları sonradan izlemekten hiç hoşlanmam. Bilirsin, insanın kendi hatalarıyla yüzleşmesi can sıkıcı oluyor. Ama ilk maçtan sonra kayıtları izledim, hatalarımızı gördüm, arkadaşlarıma anlattım. Ayrıca ve yaptığımız tüm yanlışların üzerinden hep birlikte geçtik. Maç esnasında ne düşündüğümüzü, neden böyle davrandığımızı konuştuk. Bu sayede nasıl kazanacağımızı anladık ve başardık." dedi.
"GRAN CANARİA MAÇINDA "BAŞARACAĞIZ" DİYE BAĞIRDIM"
Eurocup maçlarını oynarken farklı duygular yaşandığını, her maçın farklı bir hikayesinin olduğunu da belirten Stephane Lasme, Gran Canaria maçında yaşadığı faul problemi ve kenarda beklemenin zorluklarını anlatırken, şu ifadeleri kullandı:
"Gran Canaria çok zorlu bir ekipti. Maçı kazanmayı çok istedik ve çok iyi bir galibiyet aldık. Deneyimli oyuncuları sayesinde farkın daha fazla açılmasını engellediler ama şans da bizim yanımızdaydı. Şansımızın da yardımıyla 14 sayılık bir fark yakaladık. Rövanş karşılaşmasına faul problemi yüzünden kenara gelmek zorunda kaldım, o andan sonrası çok zordu benim için. Katkı sağlamak istiyordum ama hiçbir şey yapamıyordum, arkadaşlarıma yardım edemiyordum. Attığımız her sayıda kenardan "başaracağız" diye bağırdım. Çok hırslandım. Şansımızı yine iyi kullandık. Bir sayıyla da olsa finale çıkmayı başardık, çok büyük bir mutluluktu bu."
"BEN KENDİMİ MVP SEÇMEZDİM, AMA SEÇİLMEK BÜYÜK ONUR"
Galatasaray Eurocup finalinde Strasbourg'la karşılaşırken final maçında en değerli oyuncu (MVP) seçilen Stephane Lasme, maçı sonradan izlediğini ve kendisini MVP seçmeyeceğini belirterek, "Çok hata yapmışım." dedi.
Final maçının MVP'si seçilmenin çok büyük bir onur olduğunu belirten Stephane Lasme, "Ama dürüst konuşmak gerekirse maçı sonradan izlediğimde kendimi çok da beğenmedim. Çok daha iyi oynayabilirmişim. Atmosfer harikaydı tabii. Taraftarlar muhteşemdi. Herkes çok ateşli, çok tutkuluydu. Adrenalin had safhadaydı. Biz de tüm takım olarak çok iyi konsantre olduk. Bütün bu faktörler bir araya gelince de çok güzel bir zafer kazandık. Tarafsız gözle baktığımda kendi performansımdan çok da memnun değilim. Ben kendimi MVP seçmezdim açıkçası. Çok hata yapmışım." diye konuştu.
Rüyanın gerçeğe dönüştüğünü de belirten Stephane Lasme, "Kupayı kaldırmak harika bir duyguydu. İşin en güzel yanıysa kupayı burada Abdi İpekçi'de kaldırmak oldu. Sezon boyunca finale çıkmayı ve son maçın burada oynanmasını hayal etmiştim. Çünkü̈ kendi seyircimiz önünde başaracağımızı biliyordum. Sezon boyunca kafamda o maçı defalarca canlandırdım ve tam da düşündüğüm gibi oldu. Bir rüya gerçeğe dönüştü diyebilirim." dedi.
"TELEFONU KAPATMADAN KARARIMI VERMİŞTİM"
Galatasaray Odeabank'a transferiyle ilgili de konuşan Stephane Lasme, "Transfer süreçleri dışarıdan kolay görünür. Herkes bir oyuncunun hızla karar vermesini bekler." diyerek, şunları söyledi:
"Oysa iki taraftan birini seçmek kadar basit değildir bu iş. Aileni, çocuklarını, kazanacağın parayı düşünmek zorundasın. Türkiye'de, Yunanistan'da ya da İspanya'da yaşamaya karar vermek zor bir süreç. Bütün hayatını etkiliyor. Bunları göz önünde bulundurup bir karar vermek biraz zaman aldı. Ama Ergin Ataman'la konuştuktan sonra onun projelerinden ve fikirlerinden çok etkilendim ve daha telefonu kapatmadan Galatasaray'a gelmeyi kabul ettim."
Sert oyunu sevdiğini de belirten Stephane Lasme, her sporcu gibi sahada elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığını da belirterek, "Her zaman elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Bazen istediklerimi oyuna yansıtamıyorum, düşük katkı veriyorum ve bundan mutsuz oluyorum. Ama genel olarak baktığımda performansımdan memnunum diyebilirim. Sert oyunu, hırsı seviyorum ve bunu sahaya yansıtabildiğim için kendimi şanslı sayıyorum. Sağlığım yerinde, takımıma katkı sağlıyorum. Fiziksel olarak güçlü kalmak benim için çok önemli. Oynarken nefesimin kesilmesinden nefret ederim, bunun olmaması için de kondisyonunuzun çok yüksek olması gerekir. Kondisyonumu yükseltmek için çok çalışıyorum. Takım antrenmanlarında, salonda, evde... Kendimi öldürünceye kadar idman yapıyorum, bu sayede de istediğim seviyede mücadele edebiliyorum." dedi.
Avrupa'da basketbol kültürünün çok önemli olduğuna da değinen Stephane Lasme, "NBA hıza ve şova dayalı bir oyun. Orada daha atletik olmanız gerekiyor." diyerek, şöyle devam etti:
"Avrupa basketbolunda insanlara daha yakınsınız, basketbol tarihini ve felsefesini daha çok hissedebiliyorsunuz. Avrupa basketbolunda kültür çok önemli bir yer tutuyor. Bir takımda oynarken biraz dikkat ederseniz o takımın şehri ve kültürü hakkında birçok bilgi edinebiliyorsunuz. Ama en büyük fark kesinlikle taraftar. Taraftarımıza bayılıyorum. Bizim taraftarımız NBA taraftarından çok daha tutkulu. Onların yaptıklarını Amerika'da hiçbir takımın taraftarı yapmaz. O tezahüratları, o tribün
şovlarını NBA'de anca para karşılığında yaptırabilirsiniz."
"GALATASARAY ÇOK YÜKSEK SEVİYELERE LAYIK"
Galatasaray'ın dünyada çok önemli ve bilinen bir marka olduğunu da belirten Stephane Lasme, Galatasaray'ın tarihiyle ilgili kitaplar okuduğunu ve Galatasaray'ın tarihini öğrenmeye çalıştığını belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Galatasaray dünyada çok önemli ve bilinen bir marka. Bu yüzden Galatasaray çok yüksek seviyelere layık. Final Four oynamalıyız ya da kupayı kazanmalıyız gibi bir hedef belirtmek için henüz erken. Önümüzde bir yaz süreci var, Euroleague zorlu bir platform ama Galatasaray takımı Galatasaray ismine layık bir mücadele vermeye devam ederse zaten üst seviyelere ulaşacaktır.
Bir de Galatasaray'ın tarihini öğreniyorum. Taraftarlarımız nereye gidersek gidelim yanımızdalar. Gittiğimiz her yerde sarı kırmızıyı görüyoruz. Muhteşem bir destek. Bu da Galatasaray'ı diğer takımlardan çok farklı bir noktaya koyuyor. Bu büyük desteğin nereden kaynaklandığını anlamak için Galatasaray tarihini daha iyi öğrenmeye karar verdim. Taraftarın gücünü maçta hissettiğimizde bütün sorunlar geride kalıyor. Bunu da taraftarın büyük desteği sayesinde başarıyoruz. Bizi her zaman her yerde desteklemeye devam etsinler."
