11 Nisan 2015 Cumartesi 21:31
Ağrı Valisi Musa IŞIN TRT Haber'de

Çözüm sürecine bölgeden büyük destek!
Betül Soysal Bozdoğan’ın sunuculuğunu yaptığı, TRT Haber ekranlarında yayınlanan Konuk Odası Programı’nın konuğu Ağrı Valisi Musa Işın oldu. Işın, seçim sürecinde ülkenin batısı ve doğusu arasındaki düşünce dağılımını, Çözüm Süreciyle birlikte bölgedeki değişimleri, sürecin bölge ekonomisi ve turizmine yaptığı katkıları değerlendirdi. 

Türkiye’nin içinde bulunduğu seçim süreciyle ilgili görüşlerini dile getiren Işın, halktan uzak ve kopuk devlet anlayışının Eski Türkiye’de kaldığını artık devlet adamlarının, halk adamına dönüştüğünü belirtti. Vatandaşların bölgede özgür iradesiyle oy kullanabilmesi için gerekli bütün önlemlerin alınacağını ifade eden Işın, hiçbir tehdit unsuruna yer verilmeyeceğini söyledi.
Çözüm Sürecinin bölgede geldiği noktayla ilgili Betül Soysal Bozdoğan’ın sorularını yanıtlayan Işın, sürecin halkın iradesiyle ilerlediğini, vatandaşın artık gözyaşı ve terör ortamı istemediğini açıkladı. Halkın beklentisinin, sürecin mutlu sona ulaşması olduğunu ifade eden Işın, böyle bir durumda devletin maddi, manevi bütün olanaklarıyla halkın yanında olacağını belirtti.
Ülkede, gerekli huzur ortamının sağlanması için, vatandaşların birbirini sevmesi ve el uzatması gerektiğini vurgulayan Işın, barış sağlandığı takdirde Türkiye’nin önünde hiçbir engelin duramayacağını sözlerine ekledi.
DEVLET ADAMI TABİRİ; TAYYİP ERDOĞANLA BİRLİKTE, YERİNİ HALK ADAMI TABİRİNE BIRAKTI
Betül Soysal Bozdoğan (BSB): Türkiye’de çok şey değişiyor. Devletin vatandaşa bakışı değişiyor, vatandaşın tasavvurundaki o devlet anlayışı değişiyor.  Bürokratlar, kaymakamlar, valiler çok fazla medyada konuşmazlardı. Toplumla aralarında biraz mesafe vardı. Şimdi öyle değil. Değişen ‘bürokrat profili’ hakkında neler söylersiniz?
Musa Işın (M.I.): Eskiden devlet adamı tabiri kullanılırdı şimdi, özellikle Sayın Cumhurbaşkanımız onu değiştirdi, halk adamı tabirini kullanıyoruz. Gerek valililerimiz, gerekse kaymakamlarımız olsun halkla iç içe hareket etmektedir. Onlarla oturuyoruz, evlerine gidiyoruz, sohbet ediyoruz, onları evimize davet ediyoruz, düğünlerine, cenazelerine katılıyoruz. Dolayısıyla, eski devlet adamı profili şuan da yok. Eski Türkiye’de, halktan uzak, kopuk bir devlet anlayışı vardı. Şuan da halkla iç içe yaşayan, onların sorunlarını dikkate alan bir devlet anlayışı söz konusudur.
VATANDAŞIN ÖZGÜR İRADESİYLE OY KULLANABİLMESİ İÇİN, GEREKLİ TEDBİRLERİ ALACAĞIZ
BSB: Seçim atmosferine girdi Türkiye.  Bölgeyi düşündüğümüz zaman acaba vatandaş özgür iradesini ortaya koyabiliyor mu? Demokratik eğilimlerini, sandıkta ifade edebiliyor mu? Yaşanan süreçte bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
M.I.: Vatandaşın aklında böyle bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Ancak biz devlet olarak, vatandaşın özgür iradesinin sandığa yansıması için gerekli tedbirleri alacağız. Kendi özgür iradeleriyle sandığa gidip oylarını kullansınlar. Biz devlet olarak, gerek kırsal alanda olsun, gerek şehir merkezinde olsun gerekli tedbirleri alacağız. Eski durum söz konusu değil. Vatandaşların eski alışkanlıklarını terk etmesi lazım. Vatandaşın, özgür iradesiyle sandığa gidip oyunu kullanabilmesi lazım.
HALK İSTEMESE ÇÖZÜM SÜRECİ YÜRÜMEZ;  HALKIN İRADESİ VE İSTEĞİ SÖZ KONUSU
BSB: Konjonktür değişiyor diyorsunuz. Sosyoloji değişiyor. Bazen siyaset, sosyolojiyi değiştiriyor. Bazen sosyoloji, siyaseti zorluyor. Çözüm Sürecini konuşalım sizinle. Çözüm Sürecini başlatan, siyasi irade oldu ancak halk sahip çıktı. Ben üçüncü bir aktör olarak, vatandaşı görüyorum Çözüm Sürecinde. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
M.I.: Halk istemese, siz Çözüm Sürecini yürütemezsiniz. Vatandaşın bu manada çok büyük bir talebi ve arzusu vardır. En son Mart ayında yapılan kamuoyu araştırmasına göre, halkın %70’i Çözüm Sürecini desteklemektedir.
HALK, HUZUR VE REFAHIN TERÖRLE OLMAYACAĞINI ANLADI; BARIŞ İSTİYOR
BSB: Ağrı Valisi olarak, sizin gözlemleriniz çok önemli. Vatandaşın tepkisi, istekleri, düşünceleri nasıl?
M.I.: Vatandaş zaten 30 yıldır olup bitenlerde bıkmış durumda. Artık eski düzeni, eski otoriteyi, gözyaşlarını istemiyor. Huzur istiyor, sağlık istiyor, refah seviyesinin yükselmesini istiyor. Bunun da terör ortamında olamayacağını biliyor. Vatandaş %70 oranında söyledim fakat bölge bu %90’ın üzerindedir. Eskiden olduğu gibi terörize edilmiş bir toplum istemiyor.
ÇÖZÜM SÜRECİYLE BİRLİKTE; NEVRUZ TÜM BÖLGELERDE ŞENLİKLERLE KUTLANMAYA BAŞLADI
M.I.: Çözüm Sürecinden önce, Nevruz bir bayram olarak değil bir şiddet unsuru olarak kullanılıyordu. Çözüm Sürecinden sonra olması gerektiği şekilde, bayram, şenlik havasında kutlanıyor. Nevruz sadece bizim bir bölgemize has bir bayram değil.
HALKIN BEKLENTİSİ, ÇÖZÜM SÜRECİNİN MUTLU SONLA BİTMESİ, SİLAHLARIN BIRAKILMASI
BSB: Halk huzur sevdi dedik. Bir anlamda Çözüm Süreciyle birlikte Çözüm Sürecinin bir aktörü olarak huzuru ve refahı satın aldı. Realiteyi konuşalım, şu süreçten sonra halkın devletten beklentileri nedir?
M.I.: Çözüm Sürecinin mutlu sona uğraşması lazım. Silahların bırakılması, Türkiye’nin tamamen terör tehdidinden kurtulması gerekiyor. Halkın beklentisi budur. Bu olduğu takdirde de, devletimiz gerçekten çok zengindir çok da güçlüdür hem maddi hem manevi anlamda. Vatandaşın her türlü ihtiyacı karşılanabilecek durumdadır. Terörün doğrudan Türkiye’ye maliyeti, 500 milyar Türk lirasıdır. Can kayıplarını zaten söylemeye gerek yok. Bu para heba edilmeseydi, kalkınmaya harcanmış olsaydı bugün çok daha farklı konumda olurduk.
DEVLETİMİZ, BÖLGEDE BİRÇOK YATIRIM YAPIP; SOSYAL DEVLET VASFINI LAYIKIYLA YERİNE GETİRİYOR
BSB: Farklı bir anlayış var..  Havaalanları yapılıyor, hizmet götürülmeye başlandı. Ancak telaffuz edilen başlıklar nelerdir halk arasında, devletten beklentiler konusunda?
M.I.: Vatandaşın talebi, refah seviyesinin yükselmesini istiyor. Huzur olmadığı zaman siz ekonomik kalkınmayı da gerçekleştiremezsiniz. Vatandaş da bunun bilincinde olduğu için zaten Çözüm Sürecini destekliyor. Hiç kimse eski günlere dönüp, aynı acıların yaşanmasını istemiyor. Bu bölgede, Çözüm Sürecine bağlı olarak, bölgede çok ciddi yatırımlar yapılmıştır. Geçen sene devletin yapmış olduğu yatırım 716 milyon Türk Lirasıdır. Buna sosyal destekler dâhil değildir. Son on yılda yapılan sosyal harcamaların toplamı 700 milyon Türk Lirasıdır. Devletimiz gerçekten sosyal devlet vasfını layıkıyla yerine getirmektedir.
BÖLGENİN KALKINMASI İÇİN BİRÇOK PROJEMİZ VAR
BSB: Bu anlamda neler yapıldı birkaç örnek alabiliriz.
M.I.: Tabi bu sürecin turizme de katkısı çok büyüktür. Eğer Çözüm Süreci olmasa siz turizm’e yönelik bir girişim yapamazsınız. Ahmed-i Hani, Doğu Beyazıt’tadır, çok büyük bir Din Alimidir. Kendisinin adına bir müze yapıyoruz. Eğer huzur ortamı olmasa, insanlar buraya gelmekten çekineceklerdi. Şeyh Mehmet Celali’nin Lisesi. Eski temellerinin yerinden şimdi yenisini yapıyoruz. Şehir Merkezinde bir kent projesi vardır. İnşallah bittiği takdirde kente yeni bir boyut kazandıracak. Seracılık organize sanayi bölgesi de kuruyoruz. Önümüzdeki aydan itibaren Azerbaycan’a ve diğer Orta Asya ülkelerine ticareti yapılacak. Tamamen termik santral su ile ısınması yapılıyor.
BSB: Ağrı’da tarım başlığı altında yeni bir anlayışı anlatıyorsunuz.
M.I.: Topraksız bir sera bu, çok modern bir şekilde kurulmuş. Geliştiği takdirde 1500 kişi çalışacak. Eğer, Çözüm Süreci ve huzur ortamı olmasa Azerbaycanlı bir iş adamı gelip burada bu yatırımı yapmaz.
BSB: İstihdama da katkı sağlayacak bir proje olarak değerlendiriyorsunuz.
M.I.: Mutlaka. İki dönüm üzerinde kuruldu, 180 kişi çalışıyor. Seracılık manasında 1500 kişi çalışacak. Bunun bölgeye de ayrı bir katkısı olacaktır tabi ki.
ÇÖZÜM SÜRECİNİN MUTLU SONA ULAŞMASI İÇİN,  BİRBİRİMİZE EL UZATMALIYIZ
BSB: Az önce turizm’e vurgu yaptınız. Çok kıymetli topraklar, tarihi ve kültürel zenginlikleri var ancak kendi vatandaşımız bile ne kadar biliyor? Biz ne kadar gittik ki ne kadar biliyoruz? Böyle bir sorunumuz da var ancak adım adıma aşmaya başladık. Merak etmeye başladık. Acaba Ağrı’da neler var? Nasıl tarihi zenginliklerimiz var? Bu zihniyet dönüşümü hakkında neler söyleyeceksiniz?
M.I.: İletişim çağında yaşıyoruz. Büyük bir dönüşüm söz konusu. Herkes doğruyu bulmaya çalışıyor. Bizim bölgelerimizde de kenetlenmiş yumruklarımızı açıp, gülümseyip elimizi uzatırsak, birbirimizi sevmeye başlarsak, kin ve nefretle değil sevgiyle büyürsek toplumda var olan açmazlarımızı da bir şekilde çözeriz diye düşünüyorum. Bu manada Çözüm Sürecini gerçekten önemsiyorum. Halkımız da bunun farkındadır. Eğer biz, sevgimizi birbirimize gösterirsek, bizim çözemeyeceğimiz hiçbir problem yoktur. Hepimize yetecek kadar su, hava, ekmeğimiz vardır.

Hepimiz gök kubbenin altında, bayrağımızın gölgesinde, vatan parçası üzerinde yaşıyoruz. Dolayısıyla bizim askeri müştereklerimiz çok fazladır. Devletimiz temel hak ve hürriyetler konusunda çok ciddi adımları atmıştır. Demokratik şekilde arzu edilen, bütün talepler ve istekler yerine getiriliyor. Ama şiddet ve terörle kazanım elde etmek son derece zor ve bölge için son derece sıkıntılıdır. Dolayısıyla bizim yapacağımız şey, huzur ortamında birbirimize el uzatmak, birbirimizi sevmektir. Çözüm Süreci inşallah öyle olacak, mutlu sonla biterse Türkiye’nin önünü kimse alamayacaktır.
 

Son Güncelleme: 11.04.2015 21:33
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.