ENSAROĞLU; Çözüm Süreci Savaş Sürecinden Daha Zordur!
Ağrı Ak Parti Milletvekili Adayı Yılmaz ENSAROĞLU; Çözüm süreçleri veya barış süreçleri, savaş veya çatışma süreçlerinden daha zordur dedi.
Ağrı Ak Parti Milletvekili Adayı Yılmaz ENSAROĞLU gündeme dair sorularımızı yanıtladı. Muhabirimiz sorularını yanıtlayan ENSAROĞLU Ağrı’nın sorunları ve özelikle de çözüm süreci ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Çözüm sürecinin mimarlarından biri olarak şu an ve seçimden sonra, çözüm süreciyle ilgili görüşleriniz nelerdir?
Öncelikle şunu belirtelim: Biz, her türlü siyasi sorununu birer güvenlik problemine indirgeyen ve askeri tedbirlerle çözmeye çalışan bir geçmişe, kültüre sahibiz. İlk kez, çok boyutlu ve oldukça karmaşık bir sorunumuzu konuşarak, tartışarak, demokratik mekanizmaları işleterek çözmeye çalışıyoruz. Yani herkes, hepimiz; yabancısı olduğumuz, acemisi olduğumuz bir tecrübeyi yaşıyoruz. Kaldı ki, çözüm süreçleri veya barış süreçleri, savaş veya çatışma süreçlerinden daha zordur. İnişli çıkışlı ama çok uzun bir yolda ilerliyoruz. O yüzden, herkesin daha fazla sabır göstermesi gerekiyor. Her şeye rağmen, çözüm süreci, kendi mecrasında ve doğru istikamette ilerliyor. Ancak şunu da bilelim ki, seçim süreçleri, gerilimin son derece arttığı dönemlerdir ve çözüm süreçlerini olumsuz yönde etkiler. Seçim kampanyalarında söylenen sözleri, geliştirilen tutumları, bir yere kadar dikkate almalıyız. Önemli olan, ilgili aktörlerin, tarafların, çözüm sürecini zehirleyecek kadar ileri gitmemeleridir. Çünkü çözüm süreci ve nihayetinde kalıcı bir barış, siyasi hırslarımıza feda edilemeyecek kadar önemlidir, değerlidir. Dolayısıyla taraflar, yarın birbirlerinin yüzüne bakabilecek, bir masaya oturabilecek durumda kalmalılar, bu hukuku gözetmeliler. Özetle, çözüm sürecini değerlendirirken, günlük politikaları, hele hele seçim kampanyalarındaki siyasi söylemleri esas almak yerine, daha uzun vadeli projeksiyonlarla bakmak gerek. Seçime ve diğer olumsuz pek çok faktöre rağmen, çözüm süreciyle ilgili umutlu olduğumu söylemek isterim. Özellikle seçimden sonra, çözüm sürecinin olumlu yönde hız kazanacağını düşünüyorum. Ancak çözüm sürecini değerlendirirken, şunu sürekli göz önünde tutmak zorundayız: Bu süreçler iki tarafın da kendini sürekli gözden geçirmesiyle, karşı taraftan birtakım tavizler koparmaya çalışırken kendi üzerine düşenleri de yapmasıyla ilerler. “Ben hiçbir şey yapmayayım ama hep karşı taraftan bir şeyler koparayım” anlayışıyla barış süreçleri yürütülemez.
Doğubayazıt’ta kurulacak olan çimento fabrikasında doğrudan ve dolaylı olarak kaç kişi çalışacak?
Sözünü ettiğiniz çimento fabrikası, tamamen bir özel sektör yatırımıdır. Bilebildiğim kadarıyla, kuruluşuyla ilgili bürokratik işlemlerin tamamlanmasını takiben iki yıl içinde hizmete açılması planlanmaktadır. Bu fabrikada 400 kişi doğrudan istihdam edilecek, yaklaşık 1200 kişiye de dolaylı istihdam imkânı sağlanacaktır. Daha önemlisi, bu fabrikanın yapılması, Ağrı’ya ve özellikle Doğubayazıt’a özel sektör yatırımlarının gelmesini ciddi ölçüde teşvik edecek, cesaretlendirecek önemli bir başlangıç olacaktır.
Ağrı’yla ilgili projeleriniz olduğunu biliyoruz; halkımızı bilgilendirir misiniz?
Hemen belirteyim ki, Ağrı’yla ilgili en önemli ve öncelikli düşüncem, Ağrılıları hakkıyla ve etkili biçimde temsil edebilmektir; Ağrı’nın, Ağrılının sorunlarını Ankara’ya etkili biçimde taşıyabilmektir. Seçmen/vatandaş – milletvekili; parlamento – hükümet ilişkilerinde iyi bir örnek sergileyebilmek, gerçekleştirmeye çalışacağım en büyük proje olacaktır. Bunun yanında, asıl çalışma alanım olan insan hakları, çatışma çözümü ve Kürt sorunu vb. konularda katkı sağlamaya çalışacağım. Ancak diğer aday arkadaşlarımızla birlikte üzerinde kafa yorduğumuz ve Ağrı için gerçekleştirmeyi düşündüğümüz bir dizi proje var tabii. Kürt sorununun çözümüne yönelik çabalar, çözüm sürecinin kalıcı bir barışla sonuçlanması için her türlü çalışmayı yapmak, öncelikli hedefimiz olacak. Kürt sorunu en yakıcı sorunumuz ve diğer problemlerimizin çözümünün de önündeki en büyük engel. Ancak Ağrı’nın pek çok ciddi insani problemleri, temel insani ihtiyaçlarla ilgili devasa sorunları da var. AK Parti’nin en çok takdir gördüğü alanlardan biri olan sağlık hizmetleri dahi, Ağrı’nın en önemli ve öncelikli sorunları arasında... Ağrı Devlet Hastanesi inşaatının hızla tamamlanarak hizmete açılması başta olmak üzere, sağlıkla ilgili tüm bina, kadro, alt yapı ve teknik donanım gibi sorunların bir an önce çözülmesi ve tıp ve dişçilik fakültelerinin kurulmasına yönelik çalışmaların hızla tamamlanması çok acil ve önemli problemlerimiz... Bunun yanı sıra, il genelinde ciddi bir eğitim seferberliğine ihtiyaç var. Öte yandan, doğalgaz Ağrı’dan Türkiye’ye giriyor ve memleketin en batısında kullanılıyorken, Ağrı hâlâ doğalgazdan yararlanamıyor ve Ağrılılar, son derece kalitesiz kömürle ısınmaya mahkûm. Sınır ticaretinden yana önemli bir merkez haline gelmesi mümkünken, Ağrı yeni yeni kısıtlamalarla karşı karşıya... Gümrükle ilgili sorunların kalıcı çözüme kavuşturulması ve serbest bölgenin kurulması, sadece Ağrı’nın değil, tüm bölgenin ekonomisini olumlu yönde etkileyecektir. Neden Doğubayazıt genel turizm, inanç turizmi ve kış turizmi açısından; Diyadin sağlık turizmi açısından önemli merkezler haline gelmesin? Aynı şekilde, uluslararası kara taşımacılığının önemli bir kapısı olan Ağrı’dan, Doğubayazıt’tan neden demiryolu taşımacılığı için gerekli raylar geçmesin? Kaldı ki, buradan eski demiryolu hattı geçtiğini de biliyoruz. Yine kentsel dönüşüm, ormanlık alanların yaygınlaştırılması, tarım ve hayvancılık sektörünün geliştirilmesine yönelik projelerimiz var.Tüm bunların dışında, Ağrı’nın spor alanında olağandışı dereceleri olan çok sayıda sporcusu var ama spor ve sporcularımız, neredeyse tamamen sahipsiz. Büyük imkânsızlıklar içinde büyük başarılara imza atan sporcularımızın ihtiyaç duyduğu alt yapı ve diğer imkânlara kavuşturulması lazım. Buna dair projelerimiz var.
Yılmaz Bey bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz, son olarak eklemek istediğiniz bir şey varmı ?
Daha öncede belirttiğim gibi bizim amacımız; Ağrı’yla ilgili her konuda , Ağrılıları hakkıyla ve etkili biçimde temsil edebilmek, Ağrı’nın ve Ağrılıların sorunlarını Ankara’ya etkili biçimde taşıyabilmektir.
Bununla birlikte Çözüm süreci hepimizin yabancısı olduğu, acemisi olduğu bir tecrübeyi yaşatıyor. Kaldı ki, çözüm süreçleri veya barış süreçleri, savaş veya çatışma süreçlerinden daha zordur. “Ben hiçbir şey yapmayayım ama hep karşı taraftan bir şeyler koparayım” anlayışıyla barış süreçleri yürütülemez. Bu nedenle her iki tarafında süreç içerisinde kendini sürekli gözden geçirmesi gerekir.
