01 Ekim 2019 Salı 21:11
Ağrılı Aile'den Acı Feryat "Hayallerimiz Vardı..."

Evlatları PKK tarafından kandırılarak dağa çıkarılan çocuklarına geri dönmeleri çağrısında bulunan Ağrı'daki aileler, çocuğumuzla birlikte birçok hayallerinin olduğunu ancak PKK'nin buna engel olduğuna dikkat çektiler.
Diyarbakır HDP İl Başkanlığı önünde evlat nöbetine daha önce katılan Ağrı'daki ailelerden Çur ve Gökçe aileleri, evlerinin kapılarını İLKHA'ya açtı.

Çur ve Gökçe aileleri çocuklarına kavuşana dek eylemlerini sürdüreceklerini belirttiler.

Aileler, yıllardır çocuklarından bir haber alamadıklarını, çocuklarını PKK’ye götürenlerin HDP’liler olduğunu belirttiler.

Diyarbakır HDP İl Başkanlığı önünde günlerce eylem yaptıktan sonra Ağrı’nın Taşlıçay ilçesine bağlı Aşağıtoklu (Göndê Priyê Jêrê) köyüne geri gelen Salih Gökçe, işlerini bitirdikten sonra Diyarbakır’da sürdürdüğü evlat nöbeti için geri döneceğini belirtti.

"Kürtlerin hakkını savunuyoruz diyorlar ama bizim çocuklarımızı kaçırıyorlar"

Gökçe, "2015 yılında oğlum İstanbul’da HDP’liler tarafından kaçırıldı. Askerliğine 20 gün kalmıştı, kınası ve kurbanını da hazırlamıştım. Kobaniye kaçırıldı benim oğlum. Geri dönmek istemiş ancak PYD’liler önlerini kesmiş; çıkmalarını engellemiş. 4 yıldır oğlumdan bir haber yok. Oğlumu ölü veya diri istiyorum. Günlerdir Diyarbakır’da nöbetteydik, işlerimi halletmek için memlekete geri geldim, yine döneceğim nöbetime devam edeceğim. Kürtlerin hakkını savunuyoruz diyorlar ama bizim çocuklarımızı kaçırıyorlar. Dinimiz için, Amerika ve israil ile savaşmaya gitselerdi ben de giderdim. Kızımı da alıp kapıma kilit vurur; hayvanlarımı da verir gidip savaşa katılırdım. Ancak sen çocuğumu Amerika ve israil için götürmüşsün. Benim çocuğumla başka ailelerin çocuklarını götürüp öldürtüyorsun. Sözlenmişti, evlenecekti benim oğlum. Alıp götürdüler." dedi.

"Çocuğumuzu evlendirecektik, bize bakacaktı"

Çur ailesi de günlerce sürdürdükleri evlat nöbetinin ardından Ağrı’nın Eleşkirt ilçesi Çatkösedağ  köyüne geri döndüler. Çur ailesi de işleri bittikten sonra Diyarbakır’a geri dönerek evlat nöbetlerini sürdüreceklerini belirttiler.

"15 yaşındaydı alıp götürdüler"

Anne Nejla Çur, oğlu gittiğinden beri hasta olduğunu ve evlerinin adeta bir cenaze evine dönüştüğünü söyledi.

"Gelse oğlum, teslim olsa en azından bileceğiz ki tutukludur; görüşme imkanımız olacak. Şimdi dağ başında açtır, susuzdur içimiz rahat etmiyor. Niye milletin çocuklarını alıp götürüyorlar? Çocuğumuzu götürenler HDP’lilerden başka kimse değildir. Çocuğumuzla birlikte hayallerimiz vardı. Çocuğumuzu evlendirecektik, bize bakacaktı. Eğitim gördü burada. Daha sonra İstanbul’a gitti eğitimini devam ettirdi. Maddi durumumuz kötüleşince eğitimini yarıda bırakmak zorunda kaldı. Köyde çobanlık yapmaya başladı. Hayvanların yanındayken çocuğuma ilaç mı verdiler ne yaptılar bilmiyorum ama alıp götürmüş PKK’liler. 15 yaşındaydı alıp götürdüler. Aradık, tutulduğu kampı bulduk. Oğlumuzu uzaktan gördük, onlardan oğlumuzu vermelerini istedik, vermediler. Günlerdir Diyarbakır’da evlat nöbetini sürdürüyoruz. Memleketimize geldik, işlerimiz bittikten birkaç gün sonra yine Diyarbakır’a geri döneceğiz. Evladımızı almayana kadar da nöbetimizi sonlandırmayacağız." şeklinde konuştu.

Yıllardır oğlunu bekleyen Çur ailesinin komşuları Zenüre Bayram ise oğlu Harun Bayram’ın 4 yıldır kaçırıldığını belirterek oğluna kavuşacağı günü beklediğini söyledi.

Zenüre Bayram, "Oğluma sesleniyorum. Oğlum gel, çekinme, korkma biz hep perişan haldeyiz. Kıbrıs'ta askerliğini yaptı. Teskeresini aldıktan 3-4 yıl sonra alıp götürdüler. Yaklaşık 4 yıldır da kendisinden haber alamıyorum. Şimdi yanımda olsaydı bana sahip çıkacaktı. Götürmüşler bizi perişan etmişler. İki ayağından rahatsızdı. Yürümekte güçlük çekiyordu. İkimiz birbirimizi idare ediyorduk, geçindiriyorduk. Bu koca evde yalnız başıma kalmışım, sıkıntı yaşıyorum." ifadelerini kullandı. 

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.