20 Aralık 2019 Cuma 18:08
MAZLUMDER Ağrı Şubesi; Güvenlik Soruşturması Düzenlemesi Kaygı Vericidir!

"Güvenlik soruşturması ile kişilerin hayatlarına müdahale edilmesi meşru değildir"

Anayasa Mahkemesi'nin “Güvenlik Soruşturması” hakkındaki iptal kararından sonra aynı hususta yeni bir yasa teklifi yapılmasını olumsuz bir gelişme olarak değerlendiren MAZLUMDER Ağrı Şube Başkanı Yardımcısı yüksel Aslan, Meclis gündemine gelecek olan güvenlik soruşturması düzenlemesi kaygı verici olduğunu belirtti.

Basın Açıklamasını Ağrı Şube Başkan Yardımcısı Güven Tatlı okudu

Tatlı açıklamasında, "Anayasa Mahkemesinin 'Güvenlik Soruşturması' hakkındaki iptal kararından sonra, aynı hususta yeni bir yasa teklifi yapılmış ve bu teklifin Cumartesi günü Meclis gündemine geleceği belirtilmiştir. Bilindiği üzere OHAL kapsamında çıkarılan 676 sayılı KHK ile devlet memurluğuna girişte güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılması zorunluluğu getirilmişti. Bu düzenlemeyle devlet memurluğu için ilgili maddedeki şartlar yanında sınav ve mülakatlarda başarılı olmak yetmemekte, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasından da başarıyla geçmek gerekmekteydi. Söz konusu düzenlemenin iptal edilmesiyle birlikte gündeme yeni bir teklif gelmiştir." dedi.

Tatlı, "Yeni teklif; memur alımlarının tamamına devletin güvenliği açısından kritik olan gizlilik dereceli kurumlara alımları düzenleyen 4045 sayılı kanun kapsamında güvenlik soruşturması/arşiv araştırması şartının getirilmesine, mevzuat değişikliği sonrası mağdur olduğunu iddia eden kişilerce açılmış davaların 6 ay süreyle durdurularak yeniden güvenlik soruşturması yapılmasına, 4045 sayılı Kanun kapsamında 'Değerlendirme Komisyonu' kurularak ve çalışma usulleri ile güvenlik soruşturmasındaki kıstaslara ilişkin düzenlemeler içermektedir. Belirtmek gerekir ki devlet memurluğuna alımlarda idarenin; yasal, meşru ve objektif kıstaslara dayanması yerinde bir uygulamadır. Ancak sübjektif kıstaslar, duyuma/tahmine dayanan tespitler ya da asıl kişi dışında akrabalara ilişkin şahsilik ilkesiyle bağdaşmayacak veriler üzerinden 'güvenlik soruşturması/arşiv araştırması' yapılarak kişilerin hayatlarına müdahale edilmesi meşru değildir." sözleri ile tepki gösterdi.

Güven Tatlı açıklamada memur olmaya hak kazanmış insanların uzun süreli mağdur olacağına dikkat çektiği açıklamasını şöyle tamamladı:

"Teklifte bu soruşturmaların güvenlik birimleri ile mülki idare amirleri tarafından yapılacağı belirtilmekte ise de personelin nasıl bu işe ehil hale getirileceği ve objektif kıstaslarla hareket edip edemeyecekleri de belirsizdir.

Ayrıca teklifte, 'mahkemedeki yargılamanın durdurulması' için belirlenen 6 aylık süre de hak arama hürriyetinin ihlali mahiyetinde olup zaten aylarca hak aramak için bekleyen kişileri daha uzun süre mağdur edecektir."

Basın Açıklamasının Tam Metni :

GÜVENLİK SORUŞTURMASI DÜZENLEMESİ KAYGI VERİCİDİR!

Anayasa Mahkemesinin “Güvenlik Soruşturması” hakkındaki iptal kararından sonra, aynı hususta yeni bir yasa teklifi yapılmış ve bu teklifin cumartesi günü Meclis gündemine geleceği belirtilmiştir.

Bilindiği üzere OHAL kapsamında çıkarılan 676 sayılı KHK ile devlet memurluğuna girişte güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılması zorunluluğu getirilmişti. Bu düzenlemeyle devlet memurluğu için ilgili maddedeki şartlar yanında sınav ve mülakatlarda başarılı olmak yetmemekte, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasından da başarıyla geçmek gerekmekteydi. Söz konusu düzenlemenin iptal edilmesiyle birlikte gündeme yeni bir teklif gelmiştir.

Yeni teklif; memur alımlarının tamamına devletin güvenliği açısından kritik olan gizlilik dereceli kurumlara alımları düzenleyen 4045 sayılı kanun kapsamında güvenlik soruşturması/arşiv araştırması şartının getirilmesine, mevzuat değişikliği sonrası mağdur olduğunu iddia eden kişilerce açılmış davaların 6 ay süreyle durdurularak yeniden güvenlik soruşturması yapılmasına, 4045 sayılı kanun kapsamında “Değerlendirme Komisyonu” kurularak ve çalışma usulleri ile güvenlik soruşturmasındaki kıstaslara ilişkin düzenlemeler içermektedir.

Belirtmek gerekir ki devlet memurluğuna alımlarda idarenin; yasal, meşru ve objektif kıstaslara dayanması yerinde bir uygulamadır. Ancak sübjektif kıstaslar, duyuma/tahmine dayanan tespitler ya da asıl kişi dışında akrabalara ilişkin şahsilik ilkesiyle bağdaşmayacak veriler üzerinden “güvenlik soruşturması/arşiv araştırması” yapılarak kişilerin hayatlarına müdahale edilmesi meşru değildir.

Geçmişte sübjektif ve keyfi yaklaşımlar öyle bir noktaya varmıştı ki, sivil toplum faaliyetlerinde bulunan kişilerin inancı veya etnik kökenine bakılarak mağduriyetler oluşturulmuştu. Hatta fişleme yapan güvenlik görevlilerinin bir kısmı terör örgütü üyeliği ile yargılanırken, tuttukları istihbari raporlarla bazı vatandaşların mağdur edildiği anlaşılmıştı ya da bir kurum tarafından işe alınmamış bir vatandaş başka bir kurum tarafından uygun bulunup işe başlatılabilmişti.

Yasa teklifiyle, Anayasa Mahkemesince iptal edilen güvenlik soruşturması/arşiv araştırması uygulaması tekrar canlandırılarak ve tahkim edilerek, “sadakat ve bağlılık” gibi sübjektif kıstaslar getirilmektedir. İnsanların sadakat veya bağlılık derecelerini ölçecek bir alet olmadığına görekim, neye göre karar verecektir? Teklifte yer alan “örgütle eylem birliği” ifadesi de farklı yorumlanmaya müsaittir. Örgütlerin suç ve zulüm içeren fiillerine iştirak etmemiş ama güncel meseleler hakkındaki beyanlarına benzer beyanlarda bulunmuş insanlar uygulama içerisinde “örgütle eylem birliği” içerisinde görülebilecektir. Yine bir örgütün görüşlerine benzer beyanlarda bulunanların, er-geç o örgütün işlediği suçları işleyeceği düşünülebilecektir. Bu ise niyetleri ve insanların geleceklerini yargılamak anlamına gelir ki, adil yargılanma hakkına ve masumiyet karinesine aykırıdır.

Teklifte bu soruşturmaların güvenlik birimleri ile mülki idare amirleri tarafından yapılacağı belirtilmekte ise de personelin nasıl bu işe ehil hale getirileceği ve objektif kıstaslarla hareket edip edemeyecekleri de belirsizdir. Ayrıca teklifte, “mahkemedeki yargılamanın durdurulması” için belirlenen 6 aylık süre de hak arama hürriyetinin ihlali mahiyetinde olup zaten aylarca hak aramak için bekleyen kişileri daha uzun süre mağdur edecektir.

MAZLUMDER olarak,

Meclis gündemine gelmesi beklenen bahse konu güvenlik soruşturması düzenlemesinde:

Sübjektif kıstaslar yerine, hukuki, meşru ve objektif kıstasların tesis edilmesini

Suç ve cezanın şahsiliği ilkesinin her koşulda korunması gerektiğini

ifade ederiz.

MAZLUMDER AĞRI ŞUBESİ

Son Güncelleme: 20.12.2019 18:21
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.