Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Bizi düşman olarak görenler, hak ve hukukumuza saygı duymuyorlar. Bir seçim yaşadık. Buna karşı da sorumsuzluk var. 'Bunu tanımayız' diyorlar. Hani sandığa milletin iradesine saygı duyulacaktı" dedi.
Bitlis'in Güroymak ilçesine gelen Demirtaş, burada Hacı Mehmet Selim Özmen Camisi'nde cuma namazı kıldı.
Ardından ilçedeki bir otelde din adamlarıyla buluşan Demirtaş, burada yaptığı konuşmada, 7'den 70'e herkesin huzur ve güven içinde, onuruyla, inancıyla, kültürü ve kendi toprağında onurlu bir varlık olarak yaşamasının, siyasetçilerin boynunun borcu olduğunu söyledi.
Sevdası büyük olan insanların imtihanının da büyük olacağını ifade eden Demirtaş, şöyle konuştu:
"Bu topraklardan yayılan ilimle, irfanla, hoşgörü ve adaletle büyüyen bir nesiliz. Böylesi zorlu bir dönemde sizlerle olmak, acılı günlerin bitmesine vesile olur. Biz siyasetçiyiz. Halkı aldatan her siyasetçi buradan yolcu olmuştur. Hancı olan halktır. Halkın emeğiyle var edilen partimizi, halkın ne kadar hizmetine sunabilirsek o kadar başarılı oluruz. Koltuğu, kendisi, ailesi, rant, hırsızlık ve talan için kendi siyasi gücünü kullanan siyasetçiler, topluma en çok zarar verenlerdir. Bu şekilde düşünenler partilerde hem kendini hem de kendisine güvenenleri yüz üstü bırakmış ve helak olmuştur. Tarihimiz bunların mezarlığına dönüşmüş durumda."
- "Halk ortak bir akıldır"
Halkın kim olursa olsun, kendisine yanlış yapanlara mutlaka hesap soracağını dile getiren Demirtaş, şöyle devam etti:
"Zannetmeyin ki biz yanlış yapsak da halk sonsuza kadar arkamızda olur. Halk ortak bir akıldır. Bizler yanlış yaparsak, bu kadar zamandır yanımızda olan ve destek veren bu halk, tersine düşersek HDP'yi de cezalandırır. Bu kıymetli desteği yüreğinde kutsal bir emanet gibi hissetmeli ve bu desteğin ne anlama geldiğini unutmadan her saatini çalışarak geçirmelidir."
"Eğer bugün içinde bulunduğumuz sıkıntıları hep birlikte, birlik içinde aşmak istiyorsak, birlik olacağız. Bize müdahale olmadığında bizim kimseye müdahale etmeye hakkımız yoktur" diyen Demirtaş, kimsenin şiddet ve silah kullanma hakkının olmadığını kaydetti.
Savaşsız, kan ve gözyaşının olmadığı, kimsenin silah zoruyla kendine getirilmeye çalışılmadığı siyasi bir ortam yaratmaya çalıştıklarını vurgulayan Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bütün çabamız bunun üzerinedir. Kendimizi dört dörtlük bir parti olarak görmüyoruz. Eksiklerimiz ve kusurlarımızı örtmek için değil, açık konuşmak zorundayız. Kusurlarını örtenler kendilerini kandırırlar. Bu hataya düşmememiz gerekir. Bölgede halkın ekseriyeti bunun üzerinedir. Bu desteği hor kullanamayız. Bu desteği halk bize sorunlar çözülsün diye vermişse, bunun hakkını vermeliyiz. Bizi düşman olarak görenler, hak ve hukukumuza saygı duymuyorlar. Bir seçim yaşadık. Buna karşı da sorumsuzluk var. 'Bunu tanımayız' diyorlar. Hani sandığa milletin iradesine saygı duyulacaktı? Halk bize inandı ve bize oy verdi. Halk kendinden gasbedileni geri istedi"
Bu topraklarda yaşayan halkların bu devletin yönetimine katılmak istediğini söyleyen Demirtaş, yüzyıl daha savaşılsa da gelinecek noktanın masanın etrafı olacağını belirtti.
"Masa etrafında oturmak insanı küçültmez, büyüklüktür ve erdemdir" ifadesini kullanan Demirtaş, şöyle devam etti:
"Biz doğru ve hak olan yolu gösteriyoruz. Kim kaçarsa kaybeder. 2 yıl bu masada bir diyalog yürüttük. Uzun sürebilirdi. Bu bir anne ve babanın gözyaşından daha iyidir. Kin ve düşmanlık üzerine kurulmasın. 'Evet biz masaya oturmaya hazırız' derse, biz masadayız. Masadan kalkan savaş istiyor demektir. Gençlerimize yazıktır. Kim hangi ölümden mutluluk duyuyorsa da insanlığını yitirmiştir. Hepsinin cenazesi aynıdır. Hepimiz bu toprakları ortak vatan olarak görüyorsak, değerlerine de saygı duyalım. Bunu yapabilirsek güçlü devlet oluruz."
Barışın oy almakla değil, hayır dualarıyla alakalı olduğunu kaydeden Demirtaş, "Bunlar bizim için koltuktan ve sandıktan daha önemlidir. Kim ki kardeşlik birdir diyorsa, biz onunla ittifak yapmaya hazırız" diye konuştu.
Demirtaş, daha sonra Muş'a hareket etti.
