12 Ocak 2017 Perşembe 11:50
Yeni anayasanın içerikleri belli oldu ?

Meclis gündemine 21 madde halinde gelen ‘yeni anayasa paketi' 3 maddesinin tırpan yemesinden  sonra 18 madde halinde Genel Kurula geldi.  

Bol tartışmalı ve kavgalı geçen ilk üç günde, 18 maddelik paketten ilk 5 madde ilk tur oylamasında kabul edildi. Peki kabul edilen maddeler neler ve ne gibi değişiklikleri getiriyor.

İŞTE KABUL EDİLEN MADDELER

MADDE 1:

7/11/1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9 uncu maddesine “bağımsız” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve tarafsız” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 2:

2709 sayılı Kanunun 75 inci maddesinde yer alan “beşyüzelli” ibaresi “altıyüz” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 3:

2709 sayılı Kanunun 76 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Yirmibeş” ibaresi “Onsekiz” şeklinde, ikinci fıkrasında yer alan “yükümlü olduğu askerlik hizmetini yapmamış olanlar,” ibaresi “askerlikle ilişiği olanlar,” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 4:

2709 sayılı Kanunun 77 nci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir; “C. Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanının seçim dönemi MADDE 77- Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri beş yılda bir aynı günde yapılır.

Süresi biten milletvekili yeniden seçilebilir. Cumhurbaşkanlığı seçiminde birinci oylamada gerekli çoğunluğun sağlanamaması halinde 101 inci maddedeki usule göre ikinci oylama yapılır.”

MADDE 5:

2709 sayılı Kanunun 87 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir; “MADDE 87: Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri, kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak; bütçe ve kesinhesap kanun tekliflerini görüşmek ve kabul etmek; para basılmasına ve savaş ilânına karar vermek; milletlerarası andlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilânına karar vermek ve Anayasanın diğer maddelerinde öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir.”

BİRİNCİ MADDE

Anayasa değişiklik teklifinin 1. maddesiyle, Anayasa'nın 9. maddesinde düzenlenen “Yargı Yetkisi”ne ilkesel bir ekleme yapılması önerilmekte ve Yargı yetkisinin, “…bağımsız ve tarafsız mahkemelerce…” kullanılacağı belirtilmektedir.

BARO'NUN DEĞERLENDİRMESİ: 

Önerilen değişiklik kapsamında Yargı'nın temel ve doğal niteliklerinden biri olan (ve aslında “bağımsızlık” niteliğinin de içinde saklı olan) “tarafsızlık” niteliğinin Anayasa metnine eklenmesi önerilmektedir. Anayasa metnine böyle bir ekleme yapılmasında, prensip olarak herhangi bir sakınca bulunmadığı, hatta bunun faydalı olacağı söylenebilir.

Bununla birlikte, yargı bağımsızlığı ile yargısal tarafsızlık hedeflerine yalnızca Anayasa'ya bu konuda hükümler konulmak suretiyle ulaşılamayacağı açıktır.

Ancak, bu noktada daha da önemli olan ve asıl dikkat çekilmesi gereken husus; bizatihi yargı bağımsızlığına aykırı olan ve yargının tarafsızlığını zedeleyici nitelik taşıyan kimi hükümlerin de Anayasa'da yer alması ihtimalidir. 

Bu bağlamda, gündemdeki Anayasa değişiklik teklifine bakıldığında; özellikle Yürütme'nin Yargı üzerindeki etkisini arttıran ve yargı bağımsızlığı ile yargının tarafsızlığını ciddi ölçüde zedeleyici nitelik taşıyan bazı hükümlerin varlığı dikkat çekmektedir. Bu düzenlemelerse, Anayasa'nın 9. maddesinde yapılması öngörülen değişikliğin, yalnızca Anayasa'nın “sözü” ile sınırlı kalan ve üstelik Anayasa'nın diğer bazı hükümlerinin “sözü” ile Anayasa'nın dönüşen “ruhu” karşısında, sembolik olmaktan öteye bir anlam taşımayan bir değişiklik olmasına yol açabilecektir.

İKİNCİ MADDE

Anayasa değişikliği teklifinin 2. maddesiyle, Anayasa'nın 75. maddesinin değiştirilmesi öngörülmekte ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki sandalye sayısının 550'den 600'e çıkarılması öngörülmektedir.

BARONUN DEĞERLENDİRMESİ: 

Anayasa değişiklik teklifinin geneline bakıldığında, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yasama yetkilerinin “Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri” aracılığıyla Yürütme ile paylaşıldığını, Meclis'in Yürütme'yi anayasal araçlarla denetleme yetkisinin bütünüyle kaldırıldığını ve bir bütün olarak “Devlet faaliyetleri”nin, Meclis'in “genel görüşme” yapma yetkisinin dışına çıkarıldığı görülmektedir.

Bu çerçevede, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin anayasal sistem içindeki etkisinin ve sahip olduğu yetkilerin ciddi ölçüde azaltıldığını söylemek mümkündür.

Böyle bir tabloda, anayasal mimarî içinde daha talî bir konuma yerleştirilen Meclis'in üye sayısının arttırılmasıyla nasıl bir demokratik kazanım elde edilebileceği ise, tam olarak anlaşılamamıştır.  İlaveten, Türkiye'de seçim sisteminin yıllardır eleştirilen özellikleri arasında yer alan “%10'luk seçim barajı” ve “sun'i olarak daraltılan seçim çevreleri” gibi olgular aynı kaldığı müddetçe, salt milletvekili sayısının arttırılması yoluyla daha dengeli ve adaletli bir temsil olanağına kavuşulacağını iddia etmek de, matematiksel olarak mümkün görünmemektedir.

ÜÇÜNCÜ MADDE

BARONUN DEĞERLENDİRMESİ: Türkiye'de uzun yıllardır tartışmalara konu olan seçilme yaşı konusunda bir düzenleme yapıldığı ve seçilme yaşının on sekize indirildiği görülmektedir.

DÖRDÜNCÜ MADDE

Anayasa değişikliği teklifinin 4. maddesiyle, Anayasa'nın 77. maddesinin değiştirilmesi öngörülmekte ve bundan böyle Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçiminin beş yılda bir ve “…aynı günde…” yapılması öngörülmektedir.

BARONUN DEĞERLENDİRMESİ: Bu değişikliğin kabulü halinde, aynı günde ve doğal olarak benzer siyasî iklimin hâkim olduğu bir ortamda yapılacak seçimlerde, Cumhurbaşkanı ile Yasama Organındaki çoğunluğun aynı veya benzer siyasî çizgiyi temsil eden kişiler arasından seçileceğini tahmin etmek güç değildir. 

Bu kuvvetli ihtimalin gerçekleşmesi halinde, Anayasa değişikliği kapsamında Yürütme'yi hukuken denetleme yetkisi kaldırılan Meclis'in, Yürütme üzerindeki siyasî kontrol işlevi de büyük ölçüde zedelenmiş olacaktır.  Bir başka ihtimal de, aynı günde yapılan seçimler neticesinde Cumhurbaşkanı ile Yasama organı çoğunluğunun farklı siyasî görüşlere mensup kişiler arasından seçilmesi olabilir.

Benzeri daha önce İsrail'de görülen bu durumda, “Başbakan” ve “Meclis” seçimleri aynı günde ve doğrudan halk tarafından yapılmış olmasına rağmen, Başbakan ile Meclis'teki 1. Partinin farklı siyasî görüşleri temsil eden kişiler arasından seçilebildikleri görülmüştür. Bu türden sonuçların ortaya çıkması muhtemel hallerde ise, doğrudan halkoyuyla seçilen Cumhurbaşkanı ile farklı siyasî görüşteki Yasama çoğunluğu arasında çeşitli siyasî krizlerin doğması, her zaman ihtimal dâhilinde olacaktır.

BEŞİNCİ MADDE

Anayasa değişikliği teklifinin bu maddesiyle (Anayasa Komisyonu'nda 5.madde olarak kabul edilmiştir), Anayasa'nın 87. maddesinin değiştirilmesi teklif edilmekte ve “…Bakanlar Kurulunu ve Bakanları denetlemek…” görev ve yetkisinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin görev ve yetkileri arasından çıkarılması öngörülmektedir.

BARONUN DEĞERLENDİRMESİ: Bu durum, teklifin kabulü halinde, artık Türkiye'de Yasama Organı'nın Yürütme Organı üzerinde anayasal araçlar yoluyla herhangi bir siyasî denetim sahibi olamayacağı anlamına gelmektedir. Üstelik bu durum, Yasama ve Yürütme organları arasında “sert kuvvetler ayrılığı” modeli olarak bilinen ABD tipi saf Başkanlık Sistemlerini bile aşan bir değişiklik önerisidir.

Zira anılan ülkede Yasama Organı (Kongre), Başkan'ın birlikte çalışacağı Bakanların göreve getirilmesinde önemli ölçüde söz sahibi olmaktadır. Dahası, Kongre Bütçe Yasası yoluyla Başkan'a harcama yetkisi verme tekelini elinde bulundurmakta ve Yürütme Organı üzerinde etkili bir denetim sahibi olabilmektedir.

Bu kapsamda, önerilen Anayasa değişikliği teklifinde bakıldığında, her şeyden önce, Cumhurbaşkanı'nın Bakanları tek başına ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin onayı olmaksızın göreve atayabileceğinin öngörüldüğü anlaşılmaktadır..

Dahası, Cumhurbaşkanı tarafından hazırlanan Bütçe Kanun Teklifi'nin Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından süresinde yürürlüğe konulamaması halinde, bir önceki yılın bütçesinin yeniden değerleme oranına göre artırılarak yürürlüğe konacağı kabul edilmektedir.

Son Güncelleme: 12.01.2017 11:54
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.