12 Mart 2014 Çarşamba 11:07
Eğitim- Bir-Sen' in 12 Mart açıklaması

İstiklal Marşı, Yaşanarak Yazılmış Bir Destandır



İstiklal Marşı, Müslüman milletimizin bin yıllık tarihî serencamının panoramasıdır. İstiklal Marşı, milletimizin ruh kökünü ortaya koyan, medeniyetinin derinliğini ifade eden, geleceğine ilişkin de bu çerçevede ümit veren hisli bir metindir. İstiklal Marşı. bir İslam şiiridir. Milletimizin varlığını İslamî bir bakışla tanımlar. Bilinçli bir aidiyet ve kimlik formülü ortaya koyar.

 



Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı’nda milletin varlığının değerleriyle birlikte mümkün ve anlamlı olduğunu ifade eder. 41 mısralık İstiklal Marşı’nda iki kez yer alan “Hakkıdır Hakk’a tapan milletimin istiklal” mısraı bu manada İstiklal Marşı’nın ana temasını vermektedir. Mehmet Akif, özellikle vurgulamak üzere bu mısraı şiirin sonunda tekrarlamıştır. Allah’a inanan ve ona bağlanan bir insan, başka hiçbir şeye boyun eğmez, başka hiçbir şeyi Rab olarak tanımaz; dolayısıyla istiklal, yani bağımsızlık onun hakkıdır. İstiklal Marşı’nda bağımsızlık sembolü olarak sadece bayrak zikredilmemiştir, ezan da bağımsızlık sembolü olarak zikredilmektedir. Ezanın içindeki şehadetlere vurgu yapılması, Müslüman olmak için bu şehadetlerin söylenmesi zarureti dikkate alındığında, dinin hayattan soyutlandığı bir bağımsızlığın anlamsızlığına işarettir.



 



İstiklal Marşı, bir marş olarak kaleme alınmış ancak marşların genel zaaflarına düşmemiş, manası zayıf, tekerleme edalı, basit ifadeli, kuru hamaset yüklü bir metin olmamış, son derece güçlü ve etkileyici bir metin olarak ortaya çıkmıştır. İstiklal Marşı’nın şairi, milletinin maneviyatını içine sindirmiş bir kimsedir. Mehmet Akif, imanıyla, yaşadığı hayatla, Anadolu’nun asırlık ızdıraplarını nefsinde hisseden büyük ruhuyla, zulme, küfre karşı zaman zaman zaptedemediği isyanıyla Milli Mücadele’nin örnek şahsiyetidir. Bu yüzden Mehmet Akif, Milli Mücadele’nin destanî marşını yazmakta güçlük çekmez. Hatta denilebilir ki, İstiklal Marşı’nı yalnız o yazabilirdi. İmanıyla o yazabilirdi, ızdırabıyla ve isyanıyla o yazabilirdi, ömrünce yaptığı hazırlığın kazandırdığı hüviyetiyle o yazabilirdi.



 



Mehmet Akif, Maarif Vekaleti’nin açtığı İstiklal Marşı müsabakasına katılmamıştır. Sebebi, kazanana nakdî mükâfat vaat edilmesidir. Ancak, ma’şerî vicdanı en iyi ifade edecek, milletin hislerini en başarılı şekilde dile getirecek şiir, sadece onun güçlü kaleminden, nazım kudretinden beklenmektedir. Nitekim talep ve ısrarlar karşısında Mehmet Akif, hissiyatını iki gün içerisinde kâğıda döker. Kışın giyecek bir paltosu bulunmamasına rağmen vaat edilen mükâfatı da almaz. Bu husus, Mehmet Akif’in abidevî karakterini gözler önüne seren yüzlerce örnekten sadece biridir.



 



İlk Türkiye Büyük Millet Meclisi, çok az şeyi ittifaka yakın ekseriyetle kabul etmiştir. İstiklal Marşı, üzerinde ittifak sağlanan bu nadir şeylerdendir. Mehmet Akif’in şiiri, şiiriyyeti yanında söyleyecek şeyleri olan nadir marşlardandır. İstiklal Marşı bir haykırıştır. Bu haykırış, iki asırdır savaşa savaşa çekilen ve nihayet dokuz asırlık ana topraklarında varlık mücadelesi veren bir milletin haykırışıdır. İstiklal Marşı, taşıdığı derin ve yüksek anlamla, bulunduğu köklü atıflarla milletimizin benliğini ifade eden, kendi gücünü, kendi nüfuzunu ve dokunulmazlığını meydana getiren bir şaheserdir. 



 



İstiklal Marşı, kaotik bir ortamda, yarının nasıl olacağının bilinmediği bir ümitsizlik vasatında milletimize ait olduğu kodları hatırlatarak sarsmak ve kendine getirmek üzere yazılmıştır. Bir milli mutabakat metni olduğu, 93 yıldır güçlü bir metin olarak milli hafızada yer bulmasından ve her platformda coşkuyla okunmasından bellidir. Ancak, İstiklal Marşı’nın lafzını çok da uygun olmayan bir besteyle terennüm etmek bir şey kazandırmaz. İstiklal Marşının ihtiva ettiği manayı anlamaya ve yaşamaya dönük bir çaba içerisinde bulunmak, İstiklal Marşı ile zihni bir örtüşme içerisinde bulunan herkesin üzerine bir borçtur.



 



Şair, yazar, hatip, öğretmen, sendikacı Mehmet Akif İnan’ın kurduğu Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen, milli şair, İslam şairi, vaiz, hatip, yazar, bir karakter abidesi Mehmet Akif Ersoy’u her zaman manevi kurucu olarak kabul etmiş, örgütsel varlığı vücuda getiren bireyler hep onun şahsiyetini örnek almış ve onun yazdığı İstiklal Marşı’nı bir kimlik kartı olarak kabul etmiştir.



 



İstiklal Marşı’nın TBMM’de milli marş olarak kabul edilişinin 93. yılında Mehmet Akif Ersoy’u ve Milli Mücadele şehitlerini rahmetle anıyor, Cenab-ı Hakk’tan milletimizi İstiklal Marşı’nın yazıldığı kaotik ortamlara sokmaya çabalayanlara fırsat vermemesini, milletimize yeni bir İstiklal Marşı yazdırmamasını niyaz ediyoruz. 

Son Güncelleme: 12.03.2014 11:07
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.