02 Ağustos 2014 Cumartesi 21:47
Başkan Zeyrek Yazdı: Alternatifi Olmayan Adam

ALTERNATİFİ OLMAYAN ADAM

Yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde adaylar kampanyalarına hız vermiş durumda.Çeşitli vaatlerle seçmenin karşısına çıkıp oy istemeleri bir ilk.Çünkü Cumhuriyet tarihinde ilk kez devletin en itibarlı ve en yüksek makamına çıkacak kişiyi halk seçecek.Bu, kanaatime göre çok kıymetli ve getirisi ilerleyen yıllarda kendisini belli edecek bir durum.Kıymetli Cumhurbaşkanımız Abdullah GÜL’ün seçilmesinden önce yaşanan gerilim akla geldikçe halkın kendi yöneticilerini kendilerinin seçmesine olanak sağlayan iktidarı ve o iktidarın temsilcilerine ne kadar teşekkür etsek azdır.


Bu seçimle birlikte aslında Cumhurbaşkanlığı makamının niteliğinin değişeceğini de söyleyebiliriz.Adaylar tarafından ortaya konan seçim vaatleri ve kampanya içeriklerine baktığımız zaman cumhurbaşkanlığının artık sembolik bir makam olmaktan çıkarak olması gerektiği gibi daha aktif ve siyasete ağırlığını koyabilecek bir yapıya kavuşması muhtemel.Özellikle sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olduktan sonra iktidarda bıraktığı partisiyle uyumlu bir çalışma yürüteceğine dair inancım tam.Yıllarca tarafsızlık yalanının arkasına sığınarak Çankaya Köşkü’nü bir emeklilik şatosuna çeviren ve ülke içerisindeki sorunlardan kaçarak gerilimleri körüklemekten başka bir işle uğraşmadan ülke ülke gezen cumhurbaşkanlarından bu ülke çok çekti.Bu kötü gelenek , kişiliği ve uzlaşmadan yana takındığı tavırla herkesin takdirini ve sevgisini kazana sayın Abdullah GÜL tarafından ortadan kaldırılmıştır.Buna kanıt olarak muhalefetin çatı aday olma önerisi ile Cumhurbaşkanımıza gitmeleri ve doğal olarak reddedilmelerini gösterebiliriz.Sayın Başbakanımızın 7 yıl önce kardeşim diyerek köşke aday gösterdiği onurlu bir siyasetçiye böyle bir teklifle giderek olumlu bir cevap alma düşüncesini içinde taşıyan bir anlayışın gafletinden başka nedir ki bu durum?


Adaylara baktığımız zaman karşımıza üç farklı anlayış ve Türk siyasetinin mevcut durumunu yansıtan bir görüntü çıkmakta.Ekmeleddin İhsanoğlu CHP-MHP ve diğer bazı küçük partilerin çatı aday olarak seçimlere servis ettiği bir isim.AK Parti iktidarının büyük çabalarıyla getirildiği İslam Konferansı Örgütü genel sekreterliği dışında ulusal ve uluslar arası siyasetin ve kurumların dışında kalmış ve gerek siyasi gerekse de yönetim tecrübesi bakımından yetersiz görünen birisi.Bunun tam tersi olsaydı bile yani İhsanoğlu çok yetenekli çok tecrübeli ve çok popüler bir kişilik olsaydı bile kendisini destekleyen siyasiler yüzünden zaten kaybetmeye mahkum olacaktı.Bu anlamda bu seçimin kaybedeni en başından beri Ekmelleddin İhsanoğlu’dur dersek hata yapmış olmayız.Yıllarca kanlı bıçaklı iki partinin, CHP ve MHP’nin kendi içinden bir aday çıkaramamış olması bu partilere oy verenler için acı bir durum olsa gerek.Biri tek amacı Erdoğan’a nasıl karşı çıkarım ve onun oylarını nasıl azaltırım çabasıyla kendini küçülttükçe küçülten bir parti(CHP),diğeri şehit cenazeleri ve çatışmalardan nemalanan,korku dolu ve tehditkar bir dille yıllardır bu ülkenin gelişimine en ufak katkı sunamayan bir parti(MHP)…Şimdi bu politika üretmekten aciz,kendine hayrı olmayan iki parti başkanının ortaklaşa sunduğu adayın ülkemize bir faydası olabilir mi?Üstelik her iki partinin tabanının da tam olarak benimsemediği,iktidar görmemiş , bir hizmet sunmamış,statükoyu beslemek dışında bir faaliyetleri olmayan iki partiye sırtını dayamış İhsanoğlu’nun seçileceğine dair bir umut taşıdığını düşünen var mıdır gerçekten?


Bu seçim Kürt siyasi hareketi içinde bir ilk anlamı taşımakta.İlk kez Kürtler kendi kimlikleriyle cumhurbaşkanlığı seçimlerinde boy gösteriyorlar.Ancak bu seçimlerde Kürtlerin Selahattin Demirtaş şahsında BDP-HDP hareketinin seçim barajını aşıp aşamayacağı sınanacak.Eğer alınacak oy oranı tatmin edici olursa muhtemelen sonraki yıl seçime parti adı altına girerek mecliste daha etkin olmanın hesapları yapılacak.Ayrıca potansiyelini arttıran bir hareketin çözüm sürecine daha büyük katkılar sunması da muhtemel.Selahattin Demirtaş Kürtler arasında sevilen hızla popülerleşen bir siyasetçi.Ancak Cumhurbaşkanlığı için bu durum yeterli olmayacaktır.Farz edelim ki Demirtaş bir mucizeyi gerçekleştirerek seçildi ve köşke çıktı.Mevcut sistemde iktidarla uyum içinde çalışamadığınız zaman ülkenize katkıdan çok zarar verirsiniz.Merhum Bülent Ecevit ve Ahmet Necdet Sezer’in MGK toplantısında tartışmaları ve birbirlerine anayasa kitapçığını fırlatmaları sonrasında yaşanan kriz,kapanan dükkanlar,çöken borsa,intihar eden insanlar ve sönen ocaklar akla geldikçe böylesi bir uyumun olmazsa olmaz olduğu düşüncesi netlik kazanmaktadır.Bunun yanında Türkiye partisi olma iddiası taşıyan ve bu konuda kendine belli hedefler koyan BDP-HDP’nin henüz bu hedeflerinin çok uzağında olduğu düşünüldüğünde devletin zirvesi için pekte şansı olmadığı söylenebilir.


Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylığı parti tabanı için sürpriz olmadı.Bu artık siyasi olarak olgunlaşan ve ülke için gerekliliği halkın verdiği oylarla pekişen bir partinin liderinin devletin zirvesine çıkması gerektiğine olan inancın göstergesiydi.Bu adaylığın ne kadar isabetli olduğunu halkımız 10 Ağustosta gösterecektir kuşkusuz ama ben sayın başbakanımız hakkında naçizane görüşlerimi yazayım yine de.İktidarda olduğu 13 yıl boyunca ülkesini ekonomik ve altyapı olarak ayağa kaldıran,askeri vesayeti sonlandıran ve ülkemizi dünya arenasında önemli bir konuma taşıyan bir liderden bahsediyoruz.13 yılda gittikçe gelişen ve güçlenen bir devlet.Meyve veren ağaç taşlanır misali başbakanımızın her olumlu icraatında düşmanları türedi ancak o girdiği her seçimde daha da güçlenerek çıktı.Yani gücünü halktan alıp halka hizmete harcayan bir lider oldu.Bölgesel gelişmelerin halka mümkün mertebe yansımaması için çaba sarfetti.Son ekonomik krizde Avrupa’nın güçlü devletleri bile kıvranıp ciddi sıkıntılar yaşarken biz ülke olarak bu krizin dışında kaldık.30 yılı aşkın bir sürede onbinlerce insanın ölümüne yol açan çatışma ortamını ciddi siyasi riskler alarak ortadan kaldırdı.Analar ağlamasın şiarı ile uzlaşma yolu aradı ve insanlarımızın yıllar sonra huzurla yaşamasının teminatı oldu.Kürt siyaseti tarafından kıyasıya eleştirildiği zamanlarda bile aslında Kürtlere fayda sağladı.Kuzey Irak’taki fiili Kürt devletinin tek güvenli sınırı ve tek dostu Türkiye ve Ak Parti Hükümeti oldu.Kürtlerin geleceğinin teminatı olan Irak petrollerinin pazarlanması ve bölgesel ekonomik istikrarın sağlanması da sayın Erdoğan sayesinde oldu.
13 yıllık iktidarı boyunca yaptıkları kitaplara sığmaz şüphesiz ama bu ülkede halktan koşulsuz destek alan Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı makamına en yakışan aday olduğunu düşünüyorum.Eminim ülke geleceği konusunda düşünen her insan bu konuda benimle aynı fikirde olacaktır.Sayın başbakanımızın köşke çıktıktan sonra Ak Parti iktidarı ile uyumlu ve etkili bir çalışma yürüterek ülkemizi yeni bir gelişim dönemine sokacağından kimsenin şüphesi olmasın.Sayın Başbakanımızın yolu her anlamda açık olsun inşallah.Çünkü o alternatifi olmayan adam;o Recep Tayyip Erdoğan…


Mübarek Ramazan Bayramınızı kutlarım ve 10 Ağustos 2014 tarihinin milletimiz için ikinci bir bayram niteliği taşımasını dilerim.Huzur ve sağlık hayatınızdan eksik olmasın.


İlhami ZEYREK
Yücekapı Belediye Başkanı


Son Güncelleme: 13.11.2016 16:51
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.