17 Mayıs 2016 Salı 11:58
'1 Milyon Avro Fidye' Davasında Gerekçeli Karar

Van'da, uyuşturucu ticaretinden kaynaklanan anlaşmazlık nedeniyle terör örgütü PKK'nın kaçırdığı kişiyi evlerinde rehin tuttukları için ağırlaştırılmış müebbet ve 7 yıl altışar ay hapis cezasına çarptırılan 2 sanıkla ilgili gerekçeli karar hazırlandı.

Van 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada, "Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak", "Kişiyi hukuka aykırı olarak tehditle ve silahla hürriyetinden yoksun bırakmak" suçlarından ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet ve 7 yıl altışar ay hapisle cezalandırılan sanıklar E.M. ve M.M. ile ilgili gerekçeli karar tamamlandı.

Kararda, hakkında "uyuşturucu ticareti yapmak" suçundan ayrı bir soruşturma yürütülen ve söz konusu dosyada tanık olarak dinlenen H.A'nın, terör örgütü PKK'nın sözde Başkale sorumlusu olarak bilinen "Roni" kod adlı Mahmut Laçin adlı teröristle bağlantılı olan "Hacı" lakaplı bir kişiden aldığı ileri sürülen 150 kilogram eroini toprağa gömerek, 10 gün sonra durumu Tatvan Cumhuriyet Başsavcılığına ilettiği belirtildi.

Uyuşturucunun İstanbul'a naklinin gerçekleştirilmemesi ve sahiplerine de geri verilmemesi üzerine, tanık H.A'nın ağabeyi mağdur S.A'nın, terör örgütü PKK mensuplarınca kaçırıldığı bilgisine yer verilen gerekçeli kararda, güvenlik güçlerince yürütülen operasyonda mağdurun kaçırıldıktan 38 gün sonra rehin olarak tutulduğu sanıkların evinden kurtarıldığı kaydedildi.

- Terör örgütü pusula göndermiş

Kararda, tanık H.A'nın ağabeyinin uyuşturucudan dolayı PKK tarafından kaçırıldığını terör örgütü tarafından kendisine gönderilen pusula ile öğrendiği vurgulanarak, "H.A, 'Roni' kod adlı teröristle görüşmeye gitmiş, burada eroini teslim etmediği takdirde abisinin öldürüleceği yönünde tehditte bulunulmuştur. H.A. eroini veya mukabili parayı getireceğine dair taahhütte bulunarak, bu doğrultuda ailesinin ileri gelenleriyle görüşmüş ve abisinin 1 milyon avro karşılığında serbest bırakılacağı konusunda anlaşmışlardır." ifadelerine yer verildi.

- "Terör örgütünün güvenmediği kişilere itibar etmesi mümkün değil"

Mağdur S.A'nın, kardeşinin eroin borcu nedeniyle rehin tutulduğunun vurgulandığı gerekçeli kararda, şunlar kaydedildi:

"Sanıklar, terör örgütünün gücünü arkasına alarak talimatlarını yerine getirmişler ve mağdurun hürriyetini kısıtlamışlardır. Mağdurun serbest bırakılması için belirlenen miktar 1 milyon avrodur. Bu kadar yüksek bir miktar için kaçırılan bir kişinin örgüt tarafından güvenilmeyen, rastgele bir kişiye teslim edilmesi mümkün değildir.

Terör örgütlerinin amacı suçun işlenmesi yolunda güven, disiplin ve sıkı irtibata önem veren iş bölümüne dayalı, hiyerarşik düzene sahip yapılar olarak istihbarat, gizlilik, güvenlik ve denetim konularında duyarlı oldukları, irtibat halinde olmadıkları, güvenilir bulmadıkları, denetlemedikleri kaynaklarla birlikte faaliyet göstermeyecekleri gibi, gizlilik ve güvenlik kuralları ile hiyerarşiye uymayan kişilerin bu tür faaliyetlerine de izin vermeyecekleri gerek hayatın olağan akışına, gerekse de Yargıtay ilamlarına göre sabittir."

- "Sanıklar ihbarda bulunabilirdi"

Sanıklar E.M. ve M.M'nin, terör örgütünün baskısı nedeniyle fiili işlemeye mecbur kaldıkları yönündeki savunmalarının da tartışılması gereken bir husus olduğuna dikkati çekilen kararda, şöyle denildi:

"Bölge şartları ve sanıkların ikametinin bulunduğu yer göz önünde bulundurulduğunda bu savunmanın özellikle tartışılması gerekmektedir. Silahlı terör örgütünün etkin olduğu bir bölgede şahısların can ve mal emniyetini sağlamaları daha zor olduğu bir gerçektir. Bu kapsamda terör örgütü üyesinin bölgedeki vatandaşlarından birini tehdit edip bir fiil yaptırması durumunda şahsın buna direnemeyeceği varsayılabilir. Örgüt baskısıyla kırsal alanda 1 ya da 2 defa erzak veren kişinin durumu ile il ya da ilçe merkezinde düzenli olarak erzak veren kişinin durumu birbirinden farklı olabilir. Bu hususta mahkeme kişilerin iç dünyasını ancak dışa yansıyan davranışlarından tespit edebileceğinden somut olayın koşullarına göre değerlendirme yapacak, sanığın durumu, suçu işleme şekli, suçun işlenme şekli, bu baskıdan kurtulma olanağı olup olmadığı gibi hususları araştıracak ve yapılan davranışların irade ile veya irade dışı gerçekleştiğini tespit edecektir."

Kararda, 9 Kasım 2013'te kaçırılan mağdurun 18 Aralık 2013'te gerçekleştirilen operasyonla kurtarıldığı anımsatılarak, terör örgütünün, mağduru, sanıkların evine bıraktıktan sonra gittikleri, bu süre içerisinde mağdurun başında terör örgütünün gücünü arkasına alan sanıkların beklediği ifade edildi.

Bu nedenle sanıkların zorda kalmalarından dolayı baskı altında bu suçu işlediklerine dair savunmalarına itibar edilemeyeceğinin belirtildiği kararda, "Kolluk kuvvetlerine haber vermeleri için engel bir sebep bulunmayan sanıkların 38 günlük süre içerisinde başlarında örgüt üyelerinin de olmadığı bir ortamda durumu haber vermemeleri kabul edilebilir bulunmamıştır. Sanıkların kolluk kuvvetlerine isim vermeden ihbarda bulunmaları mümkündür. Dolayısıyla istedikleri zaman istedikleri hareketi sergileyebilecek durumda olan sanıkların suça konu fiillerinde iradelerinin kısıtlanmadığı, aksine bilinçli bir şekilde hareket ettikleri görülmüştür." değerlendirmesinde bulunuldu.

Son Güncelleme: 05.08.2016 17:58
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.