05 Mayıs 2015 Salı 14:32
Başbakan Yardımcısı Akdoğan, Malatya'da:

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, son yıllarda Türkiye'nin her açıdan Avrupa'nın taşrası değil, merkezi olduğunu belirterek, "Ama maalesef onlar son dönemde taşra durumuna düşüyorlar. Özellikle siyasi açıdan. Ortadoğu'da hadise olur, Suriye'de yüz binlerce insan katledilir, onlar sesini çıkaramaz. Mısır'da darbe olur, darbeye darbe diyemezler. Gözlerinin önünde 700 insan denizde boğulur, yardım elini uzatamazlar. Yani siyaseten taşra durumuna düşmüş bir Avrupa Birliği'nden bugün söz edebiliriz" dedi. 

Akdoğan, Malatya 4. Anadolu Kitap Fuarı'nın açılışında yaptığı konuşmada, her gün birçok açılış ve etkinliğe katıldığını ancak kendisini en çok kitapla ilgili açılış ve etkinliklerin mutlu ettiğini söyledi.

Türkiye'de bazı konularda öne çıkan şehirler bulunduğunu ifade eden Akdoğan, siyasi merkez denince Ankara'nın, ekonomik merkez denince, İstanbul'un anıldığını, düşünce merkezi denince de anılan birkaç şehirden birini Malatya'nın oluşturduğunu kaydetti.

Yalçın Akdoğan, Malatya'da kitabevlerinin hep bir ekol, okul olarak değerlendirildiğini,  her alanda faaliyet gösteren çok değerli düşünce adamları yetiştirildiğini  vurgulayarak, "Yani 'cins kafalar' denir ya. Bunu tabi olumlu anlamda söylüyorum. Gerçekten çok orijinal fikirlere sahip, toplumu etkileyebilen, insanları peşinden sürükleyebilen, insanları duygusal olarak yakalayabilen, çok değerli insanlar olmuştur" dedi. 

- "Türkiye, Avrupa'nın merkezi oldu"

Türkiye'nin uzun zaman batının taşrası olarak görüldüğünü belirten Akdoğan, kültür, sanat ve bilim alanında Türkiye'ye batının taşrası muamelesi yapıldığına işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

 "Ülkelerin gelişmişlik düzeyi yayınlanan kitap sayısıyla, makalelerle, yazar, edebiyatçı, romancı sayılarıyla ölçülüyordu. Böyle baktığımızda Türkiye aslında bu muameleyi hak etmiyordu ama son dönemde, AK Parti iktidarı döneminde, gerçekten Türkiye taşra olmaktan çıktı. Kültür ve sanat anlamında bir merkez haline geldi. Bizim kütüphanelerimizde 20 milyon kitap vardı. Şu anda 31 milyon kitap var. Türkiye her açıdan Avrupa'nın taşrası değil, merkezi oldu. Ama maalesef onlar son dönemde taşra durumuna düşüyorlar. Özellikle siyasi açıdan. Ortadoğu'da hadise olur, Suriye'de yüz binlerce insan katledilir, onlar sesini çıkaramaz. Mısır'da darbe olur, darbeye darbe diyemezler. Gözlerinin önünde 700 insan denizde boğulur, yardım elini uzatamazlar. Yani siyaseten taşra durumuna düşmüş bir Avrupa Birliği'nden bugün söz edebiliriz." 

Türkiye'nin her açıdan çok büyük değişimler geçirdiğini belirten Akdoğan, "Rabbimizin bize ilk emri 'oku' oldu. Bu sadece ilahi kelamı okumak açısından değil. Oku, Neyi okuyacağız? İnsanı okuyacağız. Toplumu okuyacağız. İnsan kendini bilmezse Rabbini bilmezmiş. İnsanı ve toplumu okumak, çok büyük önem taşıyor" diye konuştu.

Akdoğan, şunları söyledi:

 ''Aslında siyaset de milleti okuma sanatıdır. Siz milleti ne kadar okuyabiliyorsunuz, toplumu ne kadar okuyabiliyorsunuz? Yani okuyup anlamaya mı çalıyorsunuz, onun çizdiği rotada mı yürüyorsunuz, yoksa siyaset, toplum mühendisliği mi yapıyorsunuz? Siz mi ona yön vermeye çalışıyorsunuz, o mu size yön veriyor? Böyle baktığınızda siyasetin ümmiyesi olan, cahili olan çok anlayış olduğunu da biliyoruz."  

- "Çanakkale Ruhu'nu anlamamız gerekiyor"

Kitap fuarının ana fikrinin Çanakkale ruhu üzerine kurulduğunu anlatan Akdoğan,  konuşmasına şöyle devam etti:

"Çanakkale ruhu denince iki şeyi anlamamız lazım. Biri Çanakkale Savaşı sırasında, o milli mücadelede ortaya konulan ruhtur. Türkiye toplumunun her bir ferdi, Alevi olsun, Sünni olsun, Türk, Kürt, Arap olsun, hangi etnik kökenden, mezhepten, toplum katmanından olursa olsun, herkes Çanakkale'ye koştu. İşte orada şehitlerimiz, bütün bu vatanın evlatları yan yana yatıyor. Sadece Çanakkale'ye Türkiye'den gelen insanlar değil, Yemen'den, Balkanlar'dan, dünyanın dört bir yanından gelen insanlar orada da bir ruh ortaya koydular. Bu ruhu bugün de anlamamız gerekiyor. Bugün bu birlik ve bütünlüğümüz için, kardeşliğimiz için o ruhu doğru anlamamız gerekiyor. İkinci mesajı da Çanakkale'nin, geçenlerde gördünüz 24 Nisan'da Cumhurbaşkanımızın başkanlığında 73 ülkeden insanlar geldi, temsilciler, devlet başkanları, başbakanlar... ve bir etkinlik yapıldı. Oradan bütün dünyaya bir mesaj verildi. O da şudur; geleceği kin ve nefret üzerine kuramayız. geleceği dostluk ve kardeşlik üzerine kurmalıyız. Geçmişte savaşmış, birbirimize kurşun sıkmış olabiliriz, düşman olabiliriz ama bugün dostuz, kardeşiz ve geleceği dostluk üzerine inşa etmek zorundayız. Geçmişe takılıp kalmayacağız.'' 

Birilerinin kin ve nefreti körüklediğini, meclislerinde birtakım kararlar aldığını eleştiren Başbakan Yardımcısı Akdoğan, ''Güya sözüm ona dostumuz dediğimiz ülkeler, kin ve nefreti tahrik eden kararlar alırken, biz buradan bütün dünyaya 'gelin dostluk köprüleri kuralım' mesajını verdik. Bu yüzden bu kitap fuarının temasının Çanakkale olması daha büyük anlam ve önem taşıyor" dedi.

Kitap fuarı dolayısıyla Malatya Belediyesi'ne teşekkür eden Akdoğan, fuarın zaman içinde uluslararası fuara dönüşmesini, yüz binlerce insanı ağırlamasını ve buradan tüm dünyaya kitap okuma sevdasının yayılmasını temenni etti. 

Günümüzde görsel ve dijital kültürün yaygınlaştığını, çocukların telefonlar ve tabletlerle "dünya parmağımın ucunda" dediğini ancak bunun yalan dünya olduğunu anlatan Yalçın Akdoğan, gerçeği anlamanın, ilmi, irfanı, hikmeti anlamanın ancak kitapla sağlanabileceğini kaydetti.

Akdoğan, konuşmasının ardından Malatya Valisi Süleyman Kamçı, Çanakkale Valisi Ahmet Çınar, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve öteki ilgililer ile kurdele keserek fuarın açılışını gerçekleştirdi.

Fuara onur konuğu olarak davet edilen yazar Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma,  Bakan Akdoğan'a imzalı kitabı hediye etti.

Son Güncelleme: 05.05.2015 14:33
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.