25 Kasım 2015 Çarşamba 21:16
Ahmet Davutoğlu'ndan Başkanlık Sistemi İddalı Açıklaması

64. Hükümet Programı'nda, "Siyasal sistem arayışının yaslanacağı zemin, kuşkusuz demokratik bir anayasal zemin olacaktır. AK Parti olarak demokratik bir perspektifle yapılandırıldığında, parlamenter sistem ile başkanlık sistemi arasında demokrasiye uyum açısından bir fark bulunmadığı kanaatindeyiz" denildi.Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından Meclise sunulan hükümet  programının "Demokratikleşme ve Yeni Anayasa" başlıklı ikinci bölümünde "Yeni  Anayasa, Yönetim Modeli ve Başkanlık Sistemi ile Adalet Sisteminde Dönüşüm"  konuları yer aldı.Bütün Ak Parti hükümetlerinin programlarında "çoğulcu ve özgürlükçü  yeni bir anayasa" vaadinin bulunduğu hatırlatılan programda, ileriki dönemde  sivil, katılımcı, çoğulcu, özgürlükçü bir demokratik ve sivil anayasanın yapımına  öncülük etmeye kararlı olunduğu belirtildi.

Diğer siyasi partilerin de aynı anlayış içinde katkı vermeye davet  edildiği programda, "Yeni Anayasa, çağdaş demokrasi anlayışını yansıtmalı, mümkün  olan en geniş mutabakatla ve demokratik yöntemlerle hazırlanmalı, geniş toplumsal  kesimlerce sahiplenilmelidir. Anayasanın kapsayıcı, kucaklayıcı, bütünleştirici,  çeşitlilikte birliği savunan, çoğulcu ve özgürlükçü bir karakterde olması  gerektiğini düşünmekteyiz. Yeni Anayasa, bireysel özgürlüklere dayanmalı, yargı  bağımsızlığı ve tarafsızlığını sağlamaya yönelik kurumsal güvenceleri içermeli ve  siyasi sistemin işleyişindeki belirsizlikleri ortadan kaldırmalıdır" ifadesine  yer verildi.

Yeni dönemde yeni Anayasa'nın, Türkiye'de demokrasi, insan hakları ve  hukukun üstünlüğünün kökleşmesi bakımından hayati bir aşama olarak görüldüğü  kaydedilen programda, yeni Anayasa'da, siyasi partilerin çalışmalarının etkin  olarak korunacağı ve parti kapatmaların uluslararası standartlarda düzenleneceği  bilgisi verildi.

Programda, hükümetlerin öncülüğünde gerçekleştirilen 2004, 2007 ve  2010 Anayasa değişiklikleri ile Meclis'te oluşturulan Anayasa Uzlaşma Komisyonu  çalışmalarının yeni Anayasa için güçlü bir zemin olarak görüldüğüne işaret  edildi.

Türkiye'nin yeni Anayasası'nda temel hak ve hürriyetlerin,  demokrasinin, hukukun üstünlüğü ilkesinin, düşünce ve inanç özgürlüğünün  dayanağının toplumsal meşruiyet olacağına dikkat çekilen programda, "Yeni  Anayasa, milletimizin kültürel ve toplumsal çeşitliliğini tanıyan, herhangi bir  etnik veya dini kimliğe referans yapmayan bir vatandaşlık tanımını esas  alacaktır. Yeni ve sivil anayasamız, toplumun herhangi bir kesiminin dışlanmasına  yol açacak değer yargıları ve siyasal tercihler barındırmayacaktır. Anayasamız  tüm toplumu kucaklayan, kader birliğimizi yansıtan, demokratik denge ve denetim  ilişkisini esas alan bir mahiyette hazırlanacaktır. Yeni Anayasa, ortak değerleri  ve çeşitlilik içinde birlik anlayışını esas alacaktır" görüşü yer aldı.

Programda, yeni Anayasa'nın sorunların çözümünün imkan ve araçlarını  barındıracağı bildirilerek, sorunları demokratik bir ortamda bireylerin, toplumun  ve siyaset kurumunun çözeceği vurgusu yapıldı.

Ayrıca, 64. Hükümet döneminde doğrudan anayasal sistemle bağlantılı  seçim kanunları, siyasi partiler kanunu ve sair temel kanunların yeni Anayasa  metniyle bir bütün olarak yenileneceği bildirildi.

 "Başkanlık sistemi daha uygun bir yönetim modeli"

Hükümet programında "Yönetim Modeli ve Başkanlık Sistemi" başlıklı yer  verilen konuda ise yeni Anayasa'nın Türkiye'nin 2023 ve sonrasına yönelik  demokratikleşme ve kalkınma hedeflerine ulaşmasını kolaylaştıracak, etkin ve  sağlıklı bir yönetim modeli arayışını içermesi gerektiği vurgulandı.

Yeni Anayasa ile Türkiye'nin katılımcılığı ve çoğulculuğu esas alan ve  etkili işleyen bir hükümet modeline kavuşmasının elzem görüldüğü belirtilen  programda, şunlar ifade edildi:

"Sadece temsilin değil istikrarın da oluşmasına imkan sağlayan,  vesayet odaklarının önünü tamamen kapatan, çağdaş ve etkin bir hükümet sisteminin  hayata geçmesini arzu ediyoruz. 1960 askeri darbesi sonrasında, bürokrasinin  siyaset üzerinde vesayet kurmasını kurumsallaştırmak üzere kurgulanan mevcut  sistem, parlamenter sistem olarak takdim edilse de, parlamenter sistemin asgari  demokratik gereklerini karşılamaktan uzaktır. AK Parti Hükümetleri döneminde,  hayata geçirilen demokratik reformlar, vesayete karşı mücadelede elde edilen  kazanımlar ve Meclis'te sağlanan güçlü temsil sayesinde, mevcut sistemin zaafları  dönemsel olarak aşılarak istikrarlı ve etkin bir yönetim imkanı yakalanmıştır.  Ancak mevcut sistemin yetki, görev ve sorumluluk paylaşımında pek çok  muğlaklıklar barındırması, siyasal sistemin şümullü bir yaklaşımla yeniden  düzenlenmesini zorunlu kılmaktadır. Özellikle 12 Eylül ve 28 Şubat darbeleriyle  çok daha sorunlu hale gelen cari sistemin demokratikleştirilmesi kaçınılmazdır."

Programda, "Siyasal sistem arayışının yaslanacağı zemin, kuşkusuz  demokratik bir anayasal zemin olacaktır. AK Parti olarak demokratik bir  perspektifle yapılandırıldığında, parlamenter sistem ile başkanlık sistemi  arasında demokrasiye uyum açısından bir fark bulunmadığı kanaatindeyiz" görüşüne  yer verildi.

Her iki sistemin de olumlu örneklerine rastlanabileceği gibi olumsuz  örneklerine de rastlanabileceği kaydedilen programa, şöyle devam edildi:

"Ancak bir yandan vesayetçi bir şekilde kurgulanarak demokratik  doğasından koparılmış parlamenter sistemin yol açtığı siyasal istikrarsızlıklar,  öte yandan 'Yeni Türkiye' vizyonumuzun ihtiyaç duyduğu etkin ve dinamik yönetim  dolayısıyla başkanlık sisteminin daha uygun bir yönetim modeli olduğuna  inanıyoruz. Milletimizin teveccühüyle hazırlayacağımız özgürlükçü ve insan odaklı  yeni Anayasa ile seçimlerin istikrar üretebildiği, yasama ve yürütmenin müstakil  olarak etkin olduğu, güçler ayrılığının tahkim edildiği, demokratik denge ve  kontrol mekanizmalarının öngörüldüğü, toplumsal farklılıkların siyasal temsilinin  sağlandığı, ademi merkeziyetçi bir idare sisteminin güçlendirildiği, karar alma  süreçlerinin hızlandığı yeni bir siyasal sisteme geçebiliriz. Bu unsurlarıyla  başkanlık sisteminin, Türkiye'nin siyasal tecrübesine ve gelecek vizyonuna daha  uygun olduğuna inanıyoruz. Bu çerçevede öngördüğümüz anayasal sistem, Türkiye'nin  AK Parti Hükümetleri döneminde geçirdiği demokratik dönüşümü nihai sonucuna  erdirerek, 2023 ve sonrasına yönelik kalkınma hedeflerine ulaşmasını  kolaylaştıracak bir çerçeveye sahip olacaktır."

 "Yüksek mahkeme üyeliği makul sürelerle sınırlanacak"

64. Hükümet Programı'nda, "Adalet Sisteminde Dönüşüm" başlıklı bölümde  ise adaletin mülkün ve meşruiyetin temeli, hukuk devletinin esası olarak  görüldüğüne işaret edildi.

Yargının, hukuk güvencesi oluşturması, uluslararası standartlarda ve  demokratik usullerle işlemesinin temel prensip olarak bildirilen programda,  "Yargı erkinin güven veren, öngörülebilirliği sağlayan, ideoloji, siyasal  tasavvur veya inanç dikte etmeyen, bunların etkisinde kalmayan bir çerçeveye  kavuşması gerektiğine inanıyoruz. Yargıya, sadece adaletin tesisini sağlayan ve  temel hakların kullanımını garanti altına alan bir kurum gözüyle bakmıyoruz"  denildi.

Programda, 64. Hükümet olarak temel önceliklerden birisinin adalet  sisteminde köklü düzenlemeler yapılarak ileri standartlarda bir yapı  oluşturulacağı bildirildi.

Yargı sisteminin başta Avrupa Birliği (AB) olmak üzere, uluslararası  norm ve standartların esas alınarak hazırlanıp, daha önce ilan edilen yargı  reform stratejisi çerçevesinde yeniden yapılandırılacağı belirtildi.

Programda, "Yeni Yargı Reform Stratejisi Belgesi"nin etkin biçimde  uygulanıp hayata geçirileceğine değinilerek, şöyle devam edildi:

"64. Hükümet olarak yargıda etkinlik, hızlılık, hesap verebilirlik,  ekonomiklik ve şeffaflığı sağlayacağız. Anayasal değişikliklere bağlı olarak  yüksek yargıda içtihat düzeyinde dağınıklığı gidereceğiz. Bu çerçevede askeri  yargı, disiplin mahkemeleri çerçevesinde faaliyet gösterecektir. Temyiz  mahkemelerinin, alt derece mahkemeleri üzerindeki hukukilik denetiminin ötesine  taşan etkilerini azaltacağız ve temyizi, hukuki denetimle sınırlandıracağız.  Yargı üst yönetimiyle temyiz mahkemelerinin oluşumunda TBMM'nin rolünü  güçlendireceğiz, böylece yargının toplumsal meşruiyetini artıracağız. Yüksek  Mahkemeler, bölge adliye ve idare mahkemeleriyle ilk derece mahkemelerinin  faaliyet raporları hazırlayarak kamuoyuna duyurmalarını sağlayacağız. Yüksek  mahkeme üyeliğini Avrupa örneklerine benzer şekilde makul sürelerle  sınırlayacağız. İhtisas mahkemelerinin sayısını artıracağız. Ticaret ve iş  mahkemesi gibi bazı ihtisas mahkemelerinde meslekten olmayan hakimlerin de yer  almasını sağlayacağız. HSYK'yı yeniden yapılandırarak Hakimler Yüksek Kurulu ve  Savcılar Yüksek Kurulunu kuracağız."

Hukuk fakültelerine giriş şartlarının yeterli bilgiyi aktaracak  şekilde tasarlanacağı belirtilen programda, hukuk eğitiminin içerik itibarıyla  teorik bilgi ile uygulama uyumunu sağlayacağı şekilde düzenleneceği aktarıldı.

Programda, "bilirkişilik" müessesesinin yeniden yapılandırılacağına da  değinilerek, "Bilirkişilerin seçimi ve görevlendirilmesine yönelik standartlar  belirlenecek, sertifikalandırma sistemine geçilecek. Hakimlerin bilirkişiye  müracaatlarını yalnızca teknik bir meselenin vuzuha kavuşturulmasıyla  sınırlandırılacak" denildi.

Bireysel başvurunun Anayasa Mahkemesine getirdiği aşırı iş yükünün,  mahkemenin işlevselliğine zarar verme ihtimali karşısında bu uygulamanın gözden  geçirileceği vurgulanarak, "Hükümet olarak adalet sisteminde kadınlar, çocuklar  ve engellilere yönelik kolaylaştırıcı uygulamaları hayata geçireceğiz. Ülke  genelinde ideal yargılama sürelerinin belirlenmesini ve yargıda zaman yönetiminin  uygulanmasını sağlayacağız. Vatandaşlarımızın daha kolay adalet hizmeti  alabilmesi için birçok gelişmiş ülkede uygulanan Hukuki Yardım (Himaye) Sigortası  Sistemi geliştireceğiz" ifadeleri kullanıldı.

Programda, adli ve idari yargıda istinaf mahkemelerinin faaliyete  geçmesinin sağlanacağı belirtilerek, ceza infaz sisteminin mükerrer suçluluğu  önleyecek şekilde etkili hale getirileceği bildirildi.

Adli Tıp Kurumunun kapasitesinin geliştirileceği vurgulanan programda,  "Adli Bilimler Akademisi"nin kurularak, bu alandaki ileri araştırmalara ve  eğitimlere ortam hazırlanacağı kaydedildi.

Son Güncelleme: 25.11.2015 21:18
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.