Ramazan dolayısıyla bir şeyler karalamayı düşünmüyordum ama, Geçenlerde ilimizde meydana gelen birkaç olayada sesiz kalmak inanın vicdanımı rahatsız etti
Gazete ve ulusal basında bir kadının dramatik öyküsünü okumuşsunuzdur, şimdi ne alaka diyeceksiniz şöyle ki,
Ağrı’da 1 yıl içerisinde kurulan 11 kadın derneğin bu konuya kayıtsız kalması derneklerin niçin kurulduğu sorusunu yeniden akla getirdi.
İlimizde son yıllarda peş peşe kurulan kadın dernekleri bölge insanı için bir umut olurken, bu derneklerin şuana kadar bir faaliyet gösterememesi umutları azalttı. Özellikle ilimizde meydana gelen intihar olayları, töre cinayetleri ve zorla evlilikler genç kızların ölümü seçmesinde etken olurken, hiçbir sivil toplum kuruluşunun özellikle kadın derneklerinin bu konuda suskun kalması vatandaşlarca “Bu dernekler AB hibesinden yararlanmak için mi kuruldu. Hiçbir faaliyet göstermiyorlar” sorusunu sormalarına neden oldu.
Gönül isterdiki bu kadın derneklerinden en azından bir kaçı bu bayanı hastahaneede ziyaret ederek ona moral vermesi beklenebilirdi ancak olmadı, belkide bazı bürokratlara plaket vermekten vede neden dolayı ziyaret ettiklerini de kendileri bile bilmediklerinden olacak zafer sarhoşluğuna tutuldular
Son yıllarda öyle bir fırtına estirdiler ki sanırsınız bu toplumun üzerinde kadın hâkimiyetinin var olacağı ve erkeklerin kurdukları s.t.k ların sönük geçeceği anlamını taşıyordu ancak ne acıdır ki böyle bir hava birden söndü ve açıkça gayeleri belli oldu, yukarda belirdiğimiz nedenlerden dolayı olacak kurdukları derneklerin amacı belli oldu.
Şimdi sormazlarmı, siz nere kadınlar dernek kurmanız nere gidin evinizde bu ülkeye iyi evlatlar yetiştirin, kocanızın önüne sıcak bir çorba koyun, koyunki kocanız sizden davacı olmasın.