14 Şubat 2014 Cuma 22:39
Ddk Madde Bağımlılığı Raporu: Kentleşme, Refah Düzeyi, Özgürlük Alanlarının Genişlemesi Madde...

Devlet Denetleme Kurulu, madde bağımlılık raporunda, Türkiye'nin mevcut durumunun gelişmiş ülkelere nazaran daha iyi bir noktada olduğu belirtilerek, "Sosyo-kültürel yapıların zayıflaması, iletişim ve teknoloji imkân ve kabiliyetlerinin gelişmesine paralel olarak farklı Hayat tarzlarına ilişkin toplumsallaştırma araç ve gereçlerinin yaygınlaşması, kentleşme, refah düzeylerindeki gelişmeler, özgürlük alanlarının genişlemesi gibi hususlar gerek madde bağımlılıkları gerekse davranış bağımlılıklarına ilişkin bireysel ve toplumsal tutum ve davranışların değişmesine/farklılaşmasına yol açmaktadır" uyarısında bulunuldu. Devlet Denetleme Kurulu'nun (DDK), "Madde ve Diğer Bağımlılıklar ile Mücadele Kapasitesinin ve Bu Bağlamda Türkiye Yeşilay Cemiyeti'nin Değerlendirilmesi" başlıklı raporunun sonuçları yayımlandı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün talimatı doğrultusunda çalışmalarını yürüten DDK'nın tanzim ettiği denetleme, araştırma ve inceleme raporunun özeti, Cumhurbaşkanlığı internet adresinde yer aldı. DDK'nın "Madde ve Diğer Bağımlılıklar ile Mücadele Kapasitesinin ve Bu Bağlamda Türkiye Yeşilay Cemiyeti'nin Değerlendirilmesi" başlıklı raporunun sonuç bölümünde, bağımlılığın anlam bakımından oldukça geniş bir kavram olduğu belirtildi. Bağımlılığın sözcük anlamına yer verilen raporda, bağımlılıkla bireyin özgür iradesinin ortadan kalktığı, daha önceden dağarcığında bulunmayan yeni tutum ve davranışlar edinmesine yol açıldığını belirtildi. Bağımlılık probleminin bireyle sınırlı kalmadığının, ailesinin, yaşadığı sosyal çevrenin ve toplumu etkilediğinin vurgulandığı raporda, "Dünyada demokrasi ve özgürlükler günden güne artış göstermektedir. Bir tarafta özgürlüklerin yaygınlaşması gayret ve çabaları sürerken diğer yanda bağımlılıkların çeşitlenmesi ve artması paradigması karşımızda durmaktadır. Günümüzde bireyin ve toplumun daha özgür ve daha zengin olmasına rağmen aynı zamanda neden bağımlı hale geldiğinin nedenlerinin araştırılması, insanların, sorunlarına çare olacak daha gerçekçi yollar bulmaları için kendilerini ve bağımlılığı tanımaları önem arz etmektedir" denildi. -TEDAVİ YERİNE CEZA YAPTIRIMI- Madde bağımlılığı üzerinde çalışan bilim adamlarının, bağımlılığın doğasına ilişkin güçlü mitlerin (söylence) ve yanlış kavramların gölgesinde kaldıklarına dikkat çekilen raporda, madde bağımlısı kişilerin ahlâken kusurlu ve irade gücünden yoksun olduklarının düşünüldüğü anımsatıldı. Alkol ve madde kullanımının bir sağlık problemi olmaktan çok ahlaki bir zaaf olarak değerlendirildiği, bu nedenle de koruyucu tedavi edici eylemler yerine cezai yaptırımların ön plana çıktığının vurgulandığı raporda, madde bağımlılığına ilişkin yaklaşımların bilimsel gelişmeler sayesinde köklü bir değişime uğradığı ifade edildi. Bilimsel araştırmalar sayesinde bağımlılığın hem beyni hem de davranışları etkileyen bir hastalık olduğunun kabul edilir hale geldiğinin vurgulandığı raporda, araştırmalar neticesinde madde bağımlılığına neden olan biyolojik ve çevresel faktörlerin belirlendiği, hastalığın gelişimine ve ilerlemesine etki eden genetik varyasyonlar da araştırılmaya başlandığı kaydedildi. Doğrudan dışarıdan alınan veya beyinde üreyen kimyevi maddelerin, beynin iletişim sisteminin içine girerek çalıştığı ve sinir hücrelerinin bilgiyi iletme, alma ve işleme tarzına müdahale ettiğinin anlatıldığı raporda, bağımlılığın sadece kimyevi maddelerle olmadığı da anlatıldı. -SANAL ALIŞKANLIKLAR BEYİNDE İÇ KİMYEVİ MADDE SALGILATIR, MADDE KULLANIMIYLA AYNI ETKİYİ SAĞLAR- Kimyasal ve bitkisel bağımlılığın yanında günümüzde artık "alışveriş bağımlılığı", "internet bağımlılığı", "kumar bağımlılığı", " bağımlılığı" ve "yeme-içme bağımlılığı" gibi tıbbi yardım gerektiren başka bağımlılık türlerinin varlığının da bilindiğinin ifade edildiği raporda, "Araştırmalarda sigara, içki ve uyuşturucu bağımlılığı dışında kumar, alışveriş, spor, siber ve teknolojinin de beyinde bağımlılık oluşturduğuna dair veriler bulunmuştur. Maddeler, kimyevi uyarıcılar olduklarından beyni doğrudan etkilerken, sanal alışkanlıklar da beyinde iç kimyevi madde salgılatarak, madde kullanımıyla aynı etkiyi sağlamaktadır" denildi. Bağımlılıkla mücadelenin bir toplumsal sorun olarak kabul edilmeye başlandığının altı çizilen raporda, bağımlılıkla mücadelenin "madde" ve "davranış" olarak iki kategori halinde incelendiği vurgulandı. Madde bağımlılığının tanımının yapılarak, tütün, alkol ve uyuşturucu niteliğindekilerin bu kapsama girdiğinin anımsatıldığı raporda, davranışsal bağımlılık ise "doğrudan bir maddeyle ilişkilendirilmeyen daha çok bir davranışla ilgili olan ve söz konusu davranışın terk medilememesine yol açan alışkanlıklar" ifadesi ile açıklandı. -TALEP, ARZ VE ZARAR AZALTIMI- Bağımlılıkla mücadelenin genel olarak; talep, arz ve zarar azaltımı amaçlarına yönelen hedef ve faaliyetleriyle yürütüldüğünün anlatıldığı raporda, mücadelenin sac ayaklarının ilkini oluşturan talep azaltımında bireyin bağımlılık yapıcı maddeye veya davranışa iradi olarak yönelmesinin önüne geçilmesinin hedeflendiği vurgulandı. Arz azaltımında ise madde ve davranışların erişim ve kullanımına ilişkin düzenlemeler, sınırlamalar ve yasaklamalar yoluyla doğrudan bağımlılığa yol açan madde ve davranışları hedefleyen stratejiler olduğunun ifade edildiği raporda ise zarar azaltımı, madde kullanımının veya davranışın toplum, aileler ve bireyler üzerindeki olumsuz tıbbi, sosyal ve ekonomik sonuçlarını minimize etmeyi amaçlayan politikalar, programlar ve uygulamaların bütünü olduğu vurgulandı. Dünya Sağlık Örgütü, Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği gibi uluslararası kuruluşlar çeşitli bağımlılık türlerine yönelik çalışmalar yaparak, ülkeleri bağlayıcı, harekete geçirici veya teşvik edici kurallar içeren uluslararası sözleşmeler, direktifler, protokoller, deklarasyonlar, politika paketleri ortaya koyduklarının ve strateji ile eylem planları hazırladıklarının altı çizilen raporda, Türkiye'nin bu uluslararası çalışmaların hemen hemen tamamına katılarak paralel uygulamalar yürüttüğü anımsatıldı. -BAĞIMLILIKLARA İLİŞKİN GENEL TESPİT VE ÖNERİLER- Raporda, Türkiye'de madde ve diğer bağımlılıkların yaygınlık durumuna, nedenlerine, bağımlılıklarla mücadelede kurumsal yapı ve işleyişe ilişkin mevcut durumun tespitine yönelik olarak bilgi, belge ve veri toplandığının, bağımlılıkların her biri ile ilgili kamu kurumları, üniversiteler, meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarının bir kısmından yazılı görüş alındığının kaydedildi. Raporun "Bağımlılıklara İlişkin Genel Tespit Ve Öneriler" bölümde şu ifadelere yer verildi: "Madde ve davranış bağımlılıkları olarak iki grupta ele alınabilecek olan bağımlılık sorununun gerek boyutları gerekse zararları açısından Türkiye'nin mevcut durumunun gelişmiş ülkelere nazaran daha iyi bir noktada olduğu görülmektedir. Ancak, sosyo-kültürel yapıların zayıflaması, iletişim ve teknoloji imkân ve kabiliyetlerinin gelişmesine paralel olarak farklı Hayat tarzlarına ilişkin toplumsallaştırma araç ve gereçlerinin yaygınlaşması, kentleşme, refah düzeylerindeki gelişmeler, özgürlük alanlarının genişlemesi gibi hususlar gerek madde bağımlılıkları gerekse davranış bağımlılıklarına ilişkin bireysel ve toplumsal tutum ve davranışların değişmesine/farklılaşmasına yol açmaktadır. Halihazırda bile zorlanan ve yetersiz kalan bağımlılıkla mücadeleye yönelik mevcut kurumsal, hukuki, toplumsal ve bireysel altyapı ve yaklaşımlar gelecekte karşılaşılması muhtemel daha ağır sorunlarla mücadele açısından önemli bir risk unsuru olarak gözükmektedir." -SİGARA YASAKLARINDA TÜRKİYE ROL MODEL ÜLKE- Tütün (sigara) bağımlılığında; Türkiye'nin üretim ve tüketim açısından dünyada ilk 10 ülke arasında yer aldığının, 15 yaş üzeri 16 milyon kişinin tütün kullanmaya devam ettiğinin, ancak bu konuda etkili bir mücadelenin yürütüldüğünün belirtildiği raporda, bu mücadele sonucunda tütün kullananların oranının yüzde 31,3'den, yüzde 27,1'e indirildiğinin, kamusal alanlarda dumansız hava sahasının büyük ölçüde sağlandığının, kapalı ortam havasındaki miktarında yüzde 57,1 - yüzde 97,2 arasında iyileşme sağlandığı ifade edildi. Raporda, Türkiye'nin Dünya Sağlık Örgütünün tütün kontrol politikalarının 6 kriterinin (MPOWER kriterleri) tamamını karşılayan ilk ve tek ülke konumuna geldiğinin, bu anlamda rol model ülke olarak örnek gösterildiği kaydedildi.

Son Güncelleme: 14.02.2014 22:39
Anahtar Kelimeler:
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.